Transatlantik ticaret savaşlarını sonlandıran anlaşmanın detayları belli oldu.
Otomotivde vergiler %27,5’ten %15’e inerken, ilaçta %250’lik vergi tehdidi ortadan kalktı. AB, 750 milyar dolarlık enerji alımı ve 600 milyar dolarlık yatırım taahhüdünde bulundu.
Amerika Birleşik Devletleri (ABD) ve Avrupa Birliği (AB), aylardır süren müzakerelerin ardından küresel ticareti derinden etkileyecek kapsamlı bir anlaşmanın detaylarını kamuoyuyla paylaştı. Otomotivden ilaca, yarı iletkenlerden keresteye kadar birçok kritik sektörde gümrük vergileri yeniden belirlendi. Anlaşma, Trump döneminde başlayan ticaret savaşlarının yarattığı belirsizliği azaltmayı hedefliyor.
Anlaşmanın Kilit Maddeleri
Sektör / Konu | Eski Durum / Tehdit | Yeni Anlaşma |
Otomotiv & Yedek Parça | %27,5 vergi, %30 tehdidi | %15’e indirildi (AB’nin yasa çıkarmasına bağlı) |
İlaç Sektörü | %250’ye varan vergi tehdidi | %15 tavan getirildi, jenerik ilaçta MFN politikası |
Yarı İletkenler & Kereste | Belirsizlik | %15 tavan getirildi |
AB Taahhütleri | – | 750 Milyar $ enerji alımı, 600 Milyar $ yatırım, ABD savunma ürünleri alımını artırma |
ABD Taahhütleri | – | Mantar, uçak parçası gibi ürünlerde MFN oranları |
Anlaşma Dışı Kalanlar | – | Şarap/içki, Dijital hizmetler yasası |
Otomotiv Devi İçin “Milyarlarca Euro’luk” Rahatlama
Anlaşmanın en kritik maddelerinden biri otomotiv sektörünü ilgilendiriyor. ABD’nin Avrupalı otomobil ve yedek parçalarına uyguladığı mevcut %27,5’lik gümrük vergisi, %15’e indirilecek. Bu indirim, AB’nin sanayi ürünlerindeki vergileri azaltmaya yönelik bir yasa çıkarması şartına bağlandı. Bu oranın düşürülmesi, özellikle Alman otomotiv devleri için milyarlarca Euro’luk bir maliyet avantajı anlamına geliyor. Alman Otomotiv Sanayii Birliği (VDA), mevcut vergilerin yarattığı maliyet yüküne dikkat çekmişti.
İlaç Sektörü Derin Bir Nefes Aldı
Trump yönetiminin ulusal güvenlik gerekçesiyle %250’ye varan gümrük vergisi tehdidi altında tuttuğu ilaç sektörü de anlaşmayla rahatladı. Yeni düzenlemeyle bu sektördeki gümrük vergisi tavanı %15 olarak belirlendi. Ayrıca ABD, 1 Eylül’den itibaren jenerik ilaçlarda “en çok kayrılan ülke (MFN)” fiyatlandırma politikası uygulayacak. Bu politika, ABD’deki ilaç fiyatlarının diğer gelişmiş ülkelerdeki seviyelere göre belirlenmesini içeriyor.
AB’den Dev Alım ve Yatırım Taahhüdü
Anlaşma kapsamında AB, ABD’den 750 milyar dolarlık enerji (LNG vb.) ithal etmeyi ve en az 600 milyar dolarlık yatırım yapmayı taahhüt etti. Ayrıca, ABD savunma sanayii ürünlerinin alımını artırma sözü verdi. Bu taahhütler, transatlantik ticaret dengesini ABD lehine iyileştirmeyi amaçlıyor.
ABD Ticaret Komiseri Maros Sefcovic, anlaşmayı “ABD’nin bir ortağa sunduğu en avantajlı ticaret paketi” olarak nitelendirerek, gelecekte daha fazla sektörü kapsayacak şekilde genişleyebileceğinin sinyalini verdi.
Finans Hattı Yorumu:
Bu anlaşma, son yıllarda küresel ticareti zehirleyen korumacılık ve ticaret savaşı rüzgarlarını tersine çevirme potansiyeli taşıyan dev bir adım. Bu, sadece bir gümrük vergisi düzenlemesi değil, aynı zamanda Batı bloğunun Çin gibi ortak rakiplerine karşı kendi içindeki ekonomik ve stratejik ittifakını yeniden sağlamlaştırma hamlesidir.
Otomotiv sektörü, anlaşmanın en büyük kazananı olarak öne çıkıyor. Özellikle Alman otomobil üreticileri (Volkswagen, BMW, Mercedes) için ABD pazarındaki rekabet güçlerini önemli ölçüde artıracak ve kâr marjlarını destekleyecek bir gelişme.
İlaç sektörü ise en büyük “belirsizlikten” kurtulmuş oldu. %250’lik vergi tehdidinin ortadan kalkması, Novartis, Roche, AstraZeneca gibi devlerin ABD pazarındaki uzun vadeli yatırım planlarını daha sağlıklı yapmalarını sağlayacak.
AB’nin devasa enerji alım taahhüdü, Rusya’ya olan enerji bağımlılığını azaltma stratejisinin bir parçası olarak ABD’li LNG üreticileri için muazzam bir pazar yaratıyor. Bu durum, küresel enerji akışlarının yeniden şekillenmesini hızlandıracak.
Anlaşma, küresel ekonomi için bir “rahatlama rallisi” potansiyeli taşıyor. Ancak, otomotiv vergisinin AB’nin yasa çıkarmasına bağlanması gibi teknik detaylar ve anlaşma dışı bırakılan dijital hizmetler gibi konular, gelecekte yeni müzakere başlıkları olmaya aday. Yine de genel resimde bu, küresel büyüme ve finansal istikrar için net bir şekilde pozitif bir gelişmedir.