Doğrudan El Koyma Yerine “Özel Amaçlı Araç” Modeli Tartışılıyor, Yasal Engeller Aşılmaya Çalışılıyor
Avrupa Birliği (AB), Ukrayna’nın savaş sonrası yeniden inşasını finanse etmek amacıyla Rusya’ya uygulanan yaptırımların en tartışmalı ve en stratejik adımını atmaya hazırlanıyor. Politico’nun konuya yakın kaynaklara dayandırdığı haberine göre, Avrupa Komisyonu, dondurulmuş durumdaki yaklaşık 200 milyar Euro (yaklaşık 217 milyar ABD Doları) tutarındaki Rus egemen varlıklarını Ukrayna’nın yeniden inşa çabalarına kanalize edecek yeni bir mekanizma geliştiriyor.
Yasal ve mali riskler nedeniyle pek çok AB üyesinin doğrudan el koyma yöntemine şüpheyle yaklaştığı bir ortamda, Brüksel alternatif yasal çerçeveler üzerinde yoğun bir çalışma yürütüyor. Tartışılan seçeneklerden en öne çıkanı ise, AB ülkeleri ile Kanada ve İngiltere gibi Rusya’ya karşı daha agresif önlemleri destekleyen “potansiyel yabancı müttefikler” tarafından desteklenecek bir “özel amaçlı araç” (Special Purpose Vehicle – SPV) oluşturulması.
Bu yeni mekanizma, egemen Rus fonlarına doğrudan el konulmasına bağlı yasal engelleri aşmayı hedefliyor. Rapora göre, Komisyon şu anda ulusal hükümetlerin, dondurulmuş varlıklardan elde edilecek getirinin, Ukrayna’nın yeniden yapılanması için daha yüksek riskli yatırımlara yönlendirilmesine yönelik istekliliğini ölçüyor.
Girişimin ilk kez Cumartesi günü Kopenhag’da AB dışişleri bakanlarının katılacağı gayri resmi bir toplantıda ele alınacak olması, konunun ne kadar acil ve stratejik bir gündeme sahip olduğunu gösteriyor.
Finans Hattı Yorum:
Avrupa Komisyonu’nun bu hamlesi, sadece Ukrayna’ya yönelik desteği bir üst seviyeye taşımakla kalmıyor, aynı zamanda uluslararası finans hukuku, yaptırım mekanizmaları ve küresel varlık yönetiminde yeni bir dönemin kapısını aralıyor.
1. “El Koymak” Yerine “Getirisini Kullanmak”: Yasal Zekâ Vurgusu
Avrupa ülkelerinin ve ABD’nin, dondurulmuş Rus varlıklarına doğrudan el koyma konusunda yaşadığı hukuki tereddütler ve olası hukuki süreçler, bu yeni mekanizmanın temel itici gücü. Rusya’nın olası bir karşı dava veya misilleme tehdidi, varlıkların doğrudan haczedilmesini riskli kılıyor. Bu nedenle AB’nin “özel amaçlı araç” (SPV) gibi finansal yapıları kullanma fikri, varlıkların mülkiyetini değiştirmeden, üzerindeki getiriyi veya potansiyel kazancı Ukrayna’ya aktarma yöntemini araştırdığını gösteriyor. Bu, “el koyma” yerine “kullanım hakkı” üzerinden bir hukuki çerçeve oluşturma çabasıdır.
2. “Özel Amaçlı Araç” (SPV) Modeli Nasıl İşleyecek?
Bu tür araçlar, genellikle varlıkların mülkiyetini elinde tutan ancak elde edilen gelirin belli bir amaca yönlendirilmesini sağlayan özel finansal yapılar olarak tasarlanır. Bu senaryoda, dondurulmuş Rus varlıkları (muhtemelen devlet tahvilleri, Rusya Merkez Bankası rezervleri vb.) bir SPV’ye devredilecek veya yönetimi bu SPV’ye verilecektir. SPV, bu varlıkları (örneğin tahvil faiz gelirlerini veya potansiyel sermaye kazançlarını) daha riskli ancak daha yüksek getirili yatırımlara yönlendirecek ve bu yatırımlardan elde edilen gelir Ukrayna’nın yeniden inşa projeleri için kullanılacaktır. Bu model, Rus varlıklarının “haczedilmemiş” gibi görünmesini sağlayarak hukuki engelleri aşmaya çalışır.
3. Jeopolitik ve Ekonomik Etkiler:
-
Rusya’nın Tepkisi: Moskova’nın bu adıma nasıl tepki vereceği en büyük soru işareti. Rusya, bu tür bir adımdan doğacak herhangi bir zarardan AB ülkelerini sorumlu tutacağını ve misilleme yapabileceğini açıkça belirtti. Bu, Avrupa’nın kendi finansal sistemlerine ve varlıklarına yönelik yeni riskler yaratabilir.
-
Ukrayna İçin Kaynak Akışı: Bu mekanizma başarılı olursa, Ukrayna’nın yeniden inşası için devasa bir finansman kaynağı açılabilir. Bu, ülkenin altyapısını yeniden kurma, ekonomisini canlandırma ve savunma kapasitesini artırma çabalarını hızlandıracaktır.
-
Küresel Finans Hukuku İçin Yeni Bir Öncül: Egemen varlıkların bu şekilde kullanılması, uluslararası finans hukuku ve yaptırım rejimleri için yepyeni bir emsal teşkil edecektir. Bu, gelecekteki benzer uluslararası krizlerde ülkelerin nasıl hareket edeceğine dair önemli bir dönüm noktası olabilir.
4. Yatırımcılar İçin Anlamı:
Bu gelişme, küresel finans piyasalarında “risk” algısını doğrudan etkiliyor. Egemen varlıkların bu şekilde kullanılmasına yönelik artan eğilim, küresel servet dağılımında ve uluslararası sermaye akışlarında uzun vadeli değişikliklere yol açabilir. Ayrıca, bu süreçte rol alan tüm finansal kurumlar (bankalar, yatırım fonları, danışmanlık firmaları) için de yeni düzenleyici ve hukuki süreçler doğuracaktır.