Peru’dan Gelen Üretim Düşüşü ve Azalan Stoklar Ralliyi Destekledi, Nikel de Yükselişte
“Dr. Copper” olarak bilinen ve küresel ekonominin sağlığına dair en önemli öncü gösterge olarak kabul edilen bakır fiyatları, haftayı güçlü bir yükselişle kapatmaya hazırlanıyor. ABD Merkez Bankası’nın (Fed) faiz indirim döngüsüne başlayacağına dair beklentilerin güçlenmesi, zayıflayan dolar ve en önemlisi arz tarafında artan sıkışıklık sinyalleri, endüstriyel metalin fiyatını kritik 10.000 dolar/ton psikolojik eşiğinin üzerine taşıdı.
Piyasalarda son durum şöyle şekillendi:
-
Londra Metal Borsası’nda (LME) üç ay vadeli bakır, %0,21’lik bir artışla ton başına 10.073 dolara ulaşarak haftalık kazancını %1,77’ye taşıdı.
-
Şanghay Vadeli İşlemler Borsası’nda (SHFE) ise bakır kontratı, %0,7’lik güçlü bir yükselişle 80.640 yuana çıktı.
Yükselişi Tetikleyen Üç Ana Motor
Bakırdaki bu rallinin arkasında, hem talep hem de arz tarafını aynı anda destekleyen üç temel dinamik yatıyor:
-
“Güvercin” Fed ve Zayıf Dolar (Talep Tarafı): ABD’den gelen zayıf ekonomik verilerin Fed’in faiz indirimine gideceği beklentilerini güçlendirmesiyle zayıflayan dolar, dolar cinsinden fiyatlanan bakırı, Çinli ve Avrupalı alıcılar için daha ucuz hale getirerek talebi artırdı.
-
Arz Kesintisi Endişeleri (Arz Tarafı): Dünyanın en büyük ikinci bakır üreticisi olan Peru’nun Temmuz ayı üretiminin yıllık bazda %2 düşmesi, piyasadaki arz endişelerini alevlendirdi. Ayrıca, LME’ye kayıtlı bakır stoklarının %1,06 azalarak 154.175 tona gerilemesi, piyasadaki fiziki sıkışıklığı teyit etti.
-
Stratejik Anlaşmalar: Eurasian Resources Group’un Kongo’daki Gecamines ile yaptığı anlaşma gibi gelişmeler, küresel bakır ve kobalt tedarik zincirindeki uzun vadeli dinamikleri de gündemde tutuyor.
Diğer Metaller de Ralliden Payını Aldı
Bakırdaki bu pozitif hava, diğer endüstriyel metallere de yansıdı. Özellikle nikel, hem Londra’da (%1,32) hem de Şanghay’da (%1,37) güçlü yükselişler kaydetti. Alüminyum, kalay ve çinko da her iki borsada da günü artıda tamamladı.
Finans Hattı Yorum:
Bakır fiyatlarının 10.000 dolarlık kritik eşiği aşması, piyasaların sadece kısa vadeli makroekonomik rüzgarlara değil, aynı zamanda giderek belirginleşen yapısal bir arz-talep dengesizliğine odaklandığını gösteriyor.
1. “Arz Açığı” Hikayesi Giderek Güçleniyor: Bu rallinin en önemli ve en kalıcı olabilecek unsuru, arz tarafındaki sıkıntılardır. Peru gibi dev bir üreticiden gelen üretim düşüşü haberi, yeni maden yatırımlarının yetersizliği ve mevcut madenlerdeki tenör (cevher kalitesi) düşüşleriyle birleştiğinde, piyasada giderek büyüyen bir “arz açığı” oluştuğuna işaret ediyor. Düşen LME stokları da bu fiziki sıkışıklığın en somut kanıtıdır.
2. “Yeşil Dönüşüm” Talebi Arka Planda Bekliyor: Kısa vadeli talep Fed beklentileriyle şekillenirken, arka planda bakır için asıl büyük hikaye olan “yeşil enerji dönüşümü” devam ediyor. Elektrikli araçlar, şarj istasyonları, rüzgar türbinleri ve güneş panelleri gibi teknolojiler, geleneksel endüstrilere kıyasla kat kat daha fazla bakır gerektiriyor. Bu yapısal ve uzun vadeli talep, arz sıkıntısıyla birleştiğinde, bakır fiyatları için uzun vadeli bir “boğa” (yükseliş) piyasasının zeminini hazırlıyor.
3. Yatırımcı İçin Anlamı:
Bu gelişmeler, Borsa İstanbul’da işlem gören ve bakır üreten veya bakırı hammadde olarak kullanan şirketler için önemli sinyaller içeriyor.
-
Üreticiler (Sarkuysan – SARKY vb.): Yükselen bakır fiyatları, bu şirketlerin ciro ve kârlılıklarını doğrudan ve pozitif yönde etkiler.
-
Tüketiciler (Kablo Üreticileri, Elektrik-Elektronik vb.): Diğer yandan, bakırı hammadde olarak kullanan şirketler için bu durum, maliyet baskısı anlamına gelir. Bu şirketlerin, artan hammadde maliyetlerini nihai ürün fiyatlarına ne kadar yansıtabildikleri, kârlılıkları açısından belirleyici olacaktır.
Sonuç olarak, bakır piyasası hem finansal hem de temel dinamiklerin desteğiyle güçlü bir yükseliş trendine girmiş görünüyor. Piyasaların odağı, bu trendi destekleyecek olan Fed’in gelecek haftaki faiz kararı ve Çin’den gelecek olan daha detaylı sanayi üretim rakamlarında olacak.