Yılın ilk 8 ayında sektörün toplam kârı 563 milyar TL’ye ulaşırken, aktif büyüklüğü 42 trilyon TL’ye yaklaştı. Takipteki kredi oranı ise düşük seyrini korudu.
Türk bankacılık sektörü, Ağustos ayında kârlılığını bir önceki aya göre sert bir şekilde artırarak güçlü performansını sürdürdü. Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurulu (BDDK) tarafından açıklanan verilere göre, sektörün aylık net kârı Temmuz’daki 56,75 milyar TL seviyesinden 84,2 milyar TL‘ye fırladı.
Bankacılık Sektörünün 8 Aylık Karnesi (Ağustos 2025)
Gösterge | Ağustos Sonu Değeri | Yılbaşına Göre Değişim (%) |
Ağustos Ayı Net Kârı | 84,2 Milyar TL | – |
İlk 8 Aylık Toplam Net Kâr | 563,4 Milyar TL | – |
Aktif Büyüklük | 41,9 Trilyon TL | +%28,3 |
Krediler Toplamı | 20,6 Trilyon TL | +%28,5 |
Mevduat Toplamı | 24,0 Trilyon TL | +%27,0 |
Özkaynak Toplamı | 3,6 Trilyon TL | +%23,4 |
Takibe Dönüşüm Oranı | %2,22 | – |
Sermaye Yeterlilik Oranı | %18,25 | – |
İlk 8 Ayda Kâr 563 Milyar TL’yi Aştı
Ağustos ayındaki bu güçlü performansla birlikte, sektörün 2025 yılının ilk sekiz ayındaki toplam net kârı 563,4 milyar TL‘ye ulaştı.
BDDK verilerine göre, sektörün aktif büyüklüğü de artmaya devam etti. Ağustos 2025 sonu itibarıyla sektörün toplam aktifleri, 2024 yıl sonuna göre %28,3’lük bir artışla 41 trilyon 886 milyar TL‘ye çıktı. Sektörün en büyük aktif kalemi olan krediler %28,5 artışla 20,6 trilyon TL’ye, en büyük fon kaynağı olan mevduatlar ise %27 artışla 24 trilyon TL’ye ulaştı.
Kredi Kalitesi Güçlü, Sermaye Yeterliliği Yüksek
Sektörün kredi kalitesinin bir göstergesi olan takibe dönüşüm oranı, Ağustos sonu itibarıyla %2,22 gibi oldukça düşük bir seviyede gerçekleşti. Bu durum, kredilerdeki büyümeye rağmen batık kredi oranının kontrol altında olduğunu gösteriyor.
Sektörün şoklara karşı dayanıklılığını gösteren sermaye yeterliliği standart oranı ise %18,25 ile yasal minimum sınırların oldukça üzerinde, güçlü bir seviyede bulunuyor.
Finans Hattı Yorumu:
BDDK’nın açıkladığı Ağustos ayı verileri, Türk bankacılık sektörünün yüksek enflasyon ve yüksek faiz ortamından ne kadar olumlu etkilendiğini bir kez daha gözler önüne seriyor. Bu güçlü kârlılık tablosunun arkasında birkaç temel dinamik yatıyor:
-
Genişleyen Net Faiz Marjı (NİM): Sektörün en önemli gelir kaynağı olan net faiz marjı, yüksek enflasyon ortamında güçlü kalmaya devam ediyor. Özellikle TÜFE’ye endeksli tahvillerden (TÜFEX) elde edilen yüksek gelirler, bankaların kârlılığını destekleyen en önemli unsurlardan biri.
-
Güçlü Kredi Büyümesi: Yılın ilk 8 ayında kredilerdeki %28,5’lik artış, sıkı para politikasına rağmen kredi talebinin (özellikle ticari kredilerde) canlı kaldığını ve bankaların bilançolarını büyütmeye devam ettiğini gösteriyor.
-
Sağlam Aktif Kalitesi: Takibe dönüşüm oranının %2,22 gibi yönetilebilir ve düşük bir seviyede olması, bankaların kredi riskini etkin bir şekilde yönettiğini ve aktif kalitesinin bozulmadığını teyit ediyor. Bu, yatırımcı güveni açısından en kritik göstergelerden biridir.
-
Yüksek Sermaye Yeterliliği: %18,25’lik sermaye yeterlilik oranı, sektörün olası ekonomik şoklara ve risklere karşı sağlam bir sermaye tamponuna sahip olduğunu gösteriyor. Bu, hem BDDK’nın ihtiyatlı düzenlemelerinin hem de bankaların kendi risk yönetimlerinin bir başarısıdır.
Sonuç olarak, Türk bankacılık sektörü kârlı ve sağlam bir görünüm sergilemeye devam ediyor. Bu durum, Borsa İstanbul’da işlem gören banka hisseleri (GARAN, AKBNK, ISCTR, YKBNK, HALKB, VAKBN vb.) için de pozitif bir temel oluşturuyor. Önümüzdeki dönemde, faiz oranlarının seyri ve ekonomik aktivitedeki yavaşlamanın kredi büyümesi ile aktif kalitesi üzerindeki etkileri, sektörün performansını belirleyecek en önemli faktörler olacaktır.