Son bir yılda, İsrail ve Mısır gibi ülkeler savaş ve jeopolitik gerilimlere rağmen borsalarında dikkate değer kazançlar sağladı.
İsrail’in TA-35 endeksi yaklaşık %30 oranında yükselirken, Mısır’da EGX 30 endeksi %85 oranında bir artış gösterdi. Bu artışlar, Orta Doğu’daki belirsizliklerin ortasında dikkat çekerken, Türkiye’nin Borsa İstanbul BIST 100 endeksinin sadece %15’lik bir artışla geride kalması sorgulanıyor. Özellikle yerli yatırımcılar arasında, borsanın bu düşük performansında şirket içi manipülasyonlar, hisseler üzerinde patron operasyonları ve Telegram gibi sosyal medya platformlarında organize olan grupların etkisi olduğu konuşuluyor.
Borsadaki Manipülasyonlar Güven Sorununu Tetikliyor
BIST 100’ün bu kadar düşük bir performans sergilemesi, birçok yatırımcı için ilk olarak güven sorununu akıllara getiriyor. Özellikle orta ve küçük yatırımcılar, piyasada belirli hisselerin organize spekülasyonlarla yukarı veya aşağı çekildiğini düşünüyor. Şirket sahiplerinin hisse fiyatları üzerinde manipülatif hamleler yaparak küçük yatırımcıların aleyhine kazanç sağladıkları iddiaları, borsadaki güveni giderek azaltıyor. Sermaye piyasalarında manipülasyonun açık bir suç olduğu bilinse de, piyasa içinde bu tip hareketlerin tamamen önlenemediği eleştirileri de mevcut.
Sosyal Medyada “Haramzede Gruplar” Endişesi
Yatırımcıların bir diğer endişesi de sosyal medya gruplarında organize olan kişilerden kaynaklanıyor. Telegram gibi platformlarda kurulan bazı gruplar, belirli hisseleri hedef alarak spekülatif hamleler gerçekleştirebiliyor. Yatırımcılara önerilen bazı hisselerin kısa vadede büyük yükselişler yaparak cazip hale geldiği, ancak sonrasında sert düşüşlerle büyük zararlara neden olduğu görülüyor. Bu tür organizasyonlarda yer alan bazı gruplar, küçük yatırımcıları mağdur ederek yüksek kazançlar elde etmekle suçlanıyor. Bu durum, daha geniş yatırımcı kitlesinin güvenini sarsmakta ve sermaye piyasalarına olan ilgiyi azaltmakta.
Borsa İstanbul’da Yapısal Sorunlar
Borsa İstanbul’da yaşanan bu sorunlar aslında tek bir nedene dayanmıyor. Uzmanlar, Türkiye’de finansal piyasalarda şeffaflık ve regülasyon eksikliklerinin bulunduğunu, bu eksikliklerin de borsanın performansını doğrudan etkilediğini belirtiyor. Sermaye Piyasası Kurulu (SPK) zaman zaman bu tür manipülatif faaliyetleri engellemeye yönelik adımlar atsa da, piyasanın tam anlamıyla denetlenemediği düşünülüyor. Bu ortamda güven sorunlarının arttığı ve yatırımcıların diğer bölgesel borsalara yöneldiği dikkat çekiyor.
Bölgesel Rekabet ve Türkiye’nin Durumu
Türkiye’nin bölgedeki diğer borsalarla kıyaslandığında geride kalmasının temel nedenlerinden biri olarak da finansal şeffaflık ve yatırımcı haklarının yeterince korunmaması gösteriliyor. İsrail ve Mısır gibi ülkelerde hisse senedi piyasaları, hem yerli hem de yabancı yatırımcılar için daha cazip bir yapı sunuyor. Özellikle İsrail, teknoloji ve sağlık gibi sektörlerde öne çıkarak uluslararası yatırımlar çekmeyi başarıyor. Mısır ise devlet teşvikleri ve borsaya yönelik yeni düzenlemelerle yatırımcılara çekici bir piyasa sunuyor. Türkiye’nin ise özellikle döviz kuru dalgalanmaları, yüksek enflasyon ve faiz politikalarının yanı sıra borsadaki manipülatif faaliyetlerle mücadelede yetersiz kalması, BIST 100’ün performansını sınırlayan faktörler arasında.
Ahlaki Çöküş ve Halka Arz Değerlemeleri
Borsa İstanbul’da son yıllarda halka arz edilen şirketler, çoğu zaman olması gerekenin çok üstünde değerlemelerle yatırımcı karşısına çıkıyor. Bu durum, hem yeni halka arz edilen şirketlerin hızlı değer kaybetmesine hem de yatırımcının güvenini kaybetmesine yol açıyor. Halka arz furyası, özellikle küçük yatırımcılar için büyük bir risk haline gelirken, şirketlerin değerleme çalışmaları da çoğu zaman şeffaflıktan uzak bulunuyor. Bu durum, yatırımcıların haksızlığa uğradığı ve borsada ahlaki değerlerin giderek zayıfladığı algısını güçlendiriyor.
Yatırımcıların Güven Kazanması İçin Gereken Adımlar
Borsa İstanbul’un daha güvenilir ve şeffaf bir yatırım ortamı sunması, yatırımcıların güvenini tekrar kazanması için kritik bir öneme sahip. Sermaye Piyasası Kurulu’nun (SPK) manipülasyonları ve spekülatif hareketleri önlemek için daha sert önlemler alması, piyasa düzenlemelerini daha sıkı hale getirmesi gerekiyor. Aynı zamanda halka arzlarda şirketlerin gerçek değerlerini yansıtacak şeffaf ve bağımsız değerleme süreçleri oluşturulmalı. Ancak bu şekilde, Türkiye borsasının rekabet gücünü artırarak, bölgedeki diğer borsalarla aynı seviyeye gelebileceği belirtiliyor.
Borsa İstanbul’da güven ortamının yeniden tesis edilmesi ve yatırımcıların haksız yere mağdur olmaması için piyasa denetimlerinin daha titizlikle uygulanması, sermaye piyasalarında şeffaflığın sağlanması ve ahlaki değerlerin korunması gerekiyor. Aksi halde, yerli yatırımcıların güveni giderek azalacak ve Türkiye, borsa performansı bakımından rakiplerinden daha da geride kalma riskiyle karşı karşıya olacak.