Zayıf talep ve maliyet baskısı ilk çeyrek kârlılığını düşürdü, ABD pazarına odak devam ediyor
🏗️ Borusan Boru, 2025 yılına ilişkin öngörülerini ve ilk çeyrek finansal sonuçlarını Kamuyu Aydınlatma Platformu’nda (KAP) paylaştı. Şirket, bu yıl için 1,05 – 1,20 milyon ton aralığında satış hacmi, 1,6 – 1,8 milyar dolar arasında gelir ve %5 – %7 arasında FAVÖK marjı hedefliyor.
📉 Ancak 2025 yılının ilk çeyreği, şirket açısından oldukça zorlu geçti. Satış hacmi %28 azalarak 259 bin tona, satış gelirleri ise %40 düşüşle 319 milyon dolara geriledi. Brüt kâr %61, FAVÖK ise %62 oranında azalarak 18 milyon dolar seviyesinde kaldı.
🧾 Kâr düşüşü neden kaynaklandı?
Borusan Boru, bu düşüşün nedenlerini şu şekilde sıraladı:
Küresel jeopolitik belirsizlikler
Ülkeler arası ticaret gerilimleri
Düşen tüketici talebi ve bazı bölgelerdeki arz fazlası
Türkiye’deki yüksek enflasyonun maliyetler üzerindeki baskısı
Süren fiyat odaklı rekabet
📌 ABD pazarı stratejik önemini koruyor
Şirketin 2025 planlarında ABD pazarı öne çıkıyor. Yönetim, bu pazarda ileri form teknolojisi (JCO) yatırımları planladıklarını ve kapasite artırımıyla büyümeyi hedeflediklerini vurguladı. ABD, halen toplam gelirlerin %60’ını oluştururken, yurtdışı gelirlerin konsolide gelirlerdeki payı da %77 oldu.
📊 İş kolları dağılımında ise endüstri & inşaat (%32), enerji (%27), altyapı & proje (%25) ve otomotiv (%16) öne çıktı.
💬 Yönetim ne diyor?
Yönetim, ABD’de tarifelerin çelik ürünlerine doğrudan etkisi bulunmasa da genel ekonomik faaliyeti etkileyebileceği uyarısında bulundu. Ancak bu etkinin esas olarak 2025’in son çeyreği ve 2026’da hissedileceği düşünülüyor.
📉 Şirket, ilk çeyrek sonuçlarının beklentilerin gerisinde kalmasına rağmen 2025 beklentilerinde revizyona gitmedi. Yılın geri kalanında maliyet kontrolü, işletme sermayesi optimizasyonu ve borçluluk azaltımı hedeflenirken, Sınırda Karbon Düzenlemesi’ne uyum da öncelikler arasında yer alıyor.
🎙️ Finans Hattı
Borusan Boru, zayıf ilk çeyreğe rağmen yıl sonu hedeflerini koruyor. ABD pazarındaki stratejik yatırımlar, şirketin küresel rekabette pozisyonunu güçlendirmeyi amaçlarken; artan maliyet baskısı ve talep kırılganlığı, yönetimin temkinli duruşunu sürdürmesine neden oluyor.