Can Holding Başkanı Kemal Can tutuklanırken, soruşturma Ciner Grubu’nun medya kuruluşlarını satın alma işlemine uzandı. Savcılık, bu devrin “suç gelirlerini aklama” şüphesi taşıdığını değerlendiriyor.
‘Nitelikli dolandırıcılık’, ‘vergi kaçakçılığı’ ve ‘kara para aklama’ iddialarıyla gündeme gelen Can Holding soruşturması, Türkiye’nin en büyük medya ve sanayi gruplarından Ciner Grubu’na uzandı. Soruşturma kapsamında gözaltına alınan Can Holding Yönetim Kurulu Başkanı Kemal Can tutuklanırken, yurt dışında olduğu belirlenen iş insanı Turgay Ciner hakkında tutuklamaya yönelik yakalama kararı çıkarıldı. Ayrıca, Ciner Grubu’na ait Park Holding ve bağlı 3 şirkete Tasarruf Mevduatı Sigorta Fonu (TMSF) kayyum olarak atandı.
Operasyonun Künyesi
Kategori | Detay |
Ana Soruşturma | Can Holding (Örgüt kurma, dolandırıcılık, vergi kaçakçılığı, kara para aklama) |
Yeni Gelişme | Soruşturmanın Ciner Grubu’na uzanması |
İddia | Can Holding’in, suçtan elde ettiği gelirle Ciner Medya Grubu’nu satın alarak aklama yaptığı şüphesi. |
Adli Kararlar | Kemal Can (TUTUKLANDI), Turgay Ciner (YAKALAMA KARARI ÇIKARILDI) |
Kayyum Ataması | Ciner Grubu’na ait Park Holding ve 3 bağlı şirketine TMSF kayyum atandı. |
Ek Operasyon | Ciner Grup’a ait şirketlere operasyon düzenlendi, 10 kişi hakkında daha gözaltı kararı verildi. |
Soruşturma Medya Satışına Odaklandı
İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı Örgütlü Suçlar Soruşturma Bürosu tarafından yürütülen soruşturma, Can Holding’in 22 Aralık 2024’te Ciner Medya Grubu’na ait Show TV, Habertürk gibi 9 medya kuruluşunu satın alma işlemine odaklandı. Savcılık, bu satın alma ve devir işlemlerinde, örgüt faaliyeti kapsamında “suçtan kaynaklanan malvarlığı değerlerini aklama” suçuna yönelik şüphe ve tespitler bulunduğunu değerlendirdi.
Bu değerlendirme sonucunda, yurt dışında olduğu tespit edilen Ciner Grubu’nun sahibi Turgay Ciner hakkında yakalama kararı çıkarılırken, grubun ana holding şirketi olan Park Holding AŞ ile bu holdinge bağlı AFC İthalat İhracat, Zeyfa İthalat İhracat ve Silopi Elektrik Üretim şirketlerine İstanbul 4. Sulh Ceza Hakimliğince TMSF kayyum olarak atandı.
Ayrıca, Ciner Grubu’na yönelik yeni bir operasyon başlatılarak, suçların bu şirketler üzerinden de işlendiği şüphesiyle 10 kişi hakkında daha gözaltı kararı verildiği ve arama-el koyma işlemlerinin sürdüğü bildirildi.
Soruşturmanın Geçmişi
Soruşturma, MASAK raporları doğrultusunda, Can Holding’in kaynağı belirsiz paraları sisteme soktuğu, vergi kaçırdığı ve Varlık Barışı Kanunu’nu amacına aykırı kullanarak suç gelirlerini akladığı iddiaları üzerine başlatılmıştı. Daha önce yapılan operasyonlarda aralarında üst düzey yöneticilerin de bulunduğu çok sayıda kişi tutuklanmış ve Can Holding ile Ciner Medya’ya ait şirketler dahil 121 şirkete kayyum atanmıştı.
Finans Hattı Yorumu:
Bu, son yılların en büyük ve en ses getiren mali suç operasyonudur ve sonuçları hem iş dünyası hem de medya sektörü için deprem etkisi yaratma potansiyeli taşımaktadır.
-
“Öncül Suçtan Aklamaya” Geçiş: Soruşturmanın, Can Holding’deki vergi kaçakçılığı ve dolandırıcılık gibi “öncül suç” iddialarından, bu suçlardan elde edilen gelirin Ciner Medya gibi dev bir satın alma ile “aklandığı” iddiasına evrilmesi, olayın boyutunu ve ciddiyetini katbekat artırmaktadır. Bu, savcılığın elinde bu devir işlemine ilişkin ciddi şüpheler ve deliller olduğunu düşündürmektedir.
-
TMSF’nin Devreye Girmesi: Bir şirkete normal bir kayyum yerine, bu konuda Türkiye’nin en uzman kurumu olan TMSF’nin kayyum olarak atanması, soruşturmanın ne kadar ciddi ve karmaşık bir finansal ağ üzerine kurulu olduğunun bir başka göstergesidir. TMSF, şirketin ticari faaliyetlerini devam ettirirken, aynı zamanda suç gelirleriyle ilgili izleri sürme ve varlıkları devlet adına güvence altına alma konusunda özel bir yetkiye sahiptir.
-
Medya ve Sermaye İlişkisi Mercek Altında: Bu operasyon, Türkiye’de uzun süredir tartışılan medya sahipliği ve sermaye ilişkilerini en sert şekilde yeniden gündeme getirmiştir. Bir medya grubunun, kaynağı şüpheli paralarla el değiştirdiği iddiası, medyanın bağımsızlığı ve kamuoyunu bilgilendirme görevi açısından ciddi soru işaretleri yaratmaktadır.
-
Piyasalar İçin Belirsizlik ve Güven Testi: Bu ölçekte bir operasyon, doğal olarak piyasalarda bir belirsizlik ve tedirginlik yaratır. Özellikle Ciner Grubu’na bağlı ve halka açık olan şirketlerin (varsa) hisseleri üzerinde ciddi bir baskı oluşması kaçınılmazdır. Ancak madalyonun diğer yüzünde, bu operasyon devletin en büyük holding yapılarını bile denetlemekten ve usulsüzlük tespit ettiğinde en sert adımları atmaktan çekinmediğini göstererek, uzun vadede piyasanın şeffaflığına ve yatırımcı güvenine katkı sağlama potansiyeli de taşır.
Sonuç olarak, bu soruşturma Türkiye’nin iş, finans ve medya dünyasında kartların yeniden karılmasına neden olabilecek, sonuçları çok yakından izlenmesi gereken tarihi bir dönüm noktasıdır. Soruşturmanın derinleşmesiyle ortaya çıkacak yeni bilgiler, piyasaların ve kamuoyunun gündemini uzun bir süre daha meşgul edecektir.