Enerji ve Altın Hariç İhracatın İthalatı Karşılama Oranı %91’i Aştı, Ancak Yıllık Açık Artmaya Devam Ediyor
Türkiye ekonomisinin en önemli göstergelerinden biri olan dış ticaret verileri, temmuz ayında olumlu bir tablo çizdi. Güçlü ihracat performansı sayesinde aylık dış ticaret açığı geçen yılın aynı dönemine göre %11,8 azalarak 7,3 milyar dolardan 6,4 milyar dolara geriledi. Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) ve Ticaret Bakanlığı iş birliğiyle açıklanan verilere göre, ihracat temmuzda yıllık bazda %11 artarak 24,9 milyar dolara ulaşırken, ithalat ise %5,4’lük daha sınırlı bir artışla 31,4 milyar dolarda kaldı.
Bu olumlu aylık performansa rağmen, yılın ilk yedi ayını kapsayan kümülatif veriler, dış ticaret açığındaki artış trendinin sürdüğünü gösterdi. Ocak-Temmuz döneminde dış ticaret açığı, geçen yılın aynı dönemine göre %12,2 artarak 55,9 milyar dolara yükseldi.
Çekirdek Denge Güçlü Sinyal Verdi
Temmuz ayına ilişkin verilerin en pozitif tarafı, ekonominin yapısal dengesini daha iyi yansıtan enerji ve altın hariç dış ticaret verilerinde görüldü.
-
Enerji ve Altın Hariç İhracat: %12,8 artışla 23,1 milyar dolara yükseldi.
-
Enerji ve Altın Hariç İthalat: %7,7 artışla 25,3 milyar dolara çıktı.
-
Sonuç: Bu iki kalem hariç tutulduğunda, dış ticaret açığı sadece 2,18 milyar dolar oldu ve ihracatın ithalatı karşılama oranı %91,4 gibi son derece güçlü bir seviyeye ulaştı.
İhracatın Motoru İmalat, İthalatın Girdisi Ara Malı
Sektörel dağılım, Türkiye ekonomisinin üretim ve ihracat yapısını bir kez daha teyit etti:
-
İhracatta: Toplam ihracatın %95,5‘i imalat sanayi ürünlerinden oluştu.
-
İthalatta: Toplam ithalatın %65,2‘si üretimde kullanılan ara mallarından geldi. Tüketim mallarının payı ise %17 seviyesinde gerçekleşti.
Ticaret Ortaklarında Klasik Tablo Değişmedi
-
İhracat Şampiyonu Almanya: Temmuz ayında en fazla ihracat 1,97 milyar dolarla Almanya‘ya yapıldı. Onu Birleşik Krallık, ABD ve Birleşik Arap Emirlikleri izledi.
-
İthalat Lideri Çin: En fazla ithalat 4,6 milyar dolarla Çin‘den yapıldı. Onu Rusya Federasyonu ve Almanya takip etti.
Yüksek Teknolojinin Payı Hala Düşük
Türkiye’nin katma değerli üretim hedefleri açısından kritik olan yüksek teknolojili ürünlerin imalat sanayi ihracatı içindeki payı, temmuz ayında %4,2 seviyesinde kaldı. Yılın ilk yedi ayında ise bu oran %3,7 olarak gerçekleşti.
Finans Hattı Yorum:
Temmuz ayı dış ticaret verileri, Türkiye ekonomisi için hem sevindirici hem de üzerinde düşünülmesi gereken önemli sinyaller içeriyor.
1. “Çekirdek” Denge Güçlü, “Manşet” Açık Endişe Verici: Verilerin en net mesajı budur. Enerji ve altın gibi fiyatları küresel piyasalarda belirlenen ve Türkiye’nin kontrolü dışında olan iki oynak kalem çıkarıldığında, Türkiye ekonomisinin üretim ve ihracat kapasitesinin son derece güçlü olduğu görülüyor. %91,4’lük karşılama oranı, “Türkiye üretip satabiliyor” tezini destekliyor. Ancak manşet rakamlara bakıldığında, enerji faturasının ve altın ithalatının yarattığı yük, bu başarıyı gölgeliyor ve yıllık bazda dış açığın artmasına neden oluyor.
2. İthalattaki Kompozisyon Önemli: İthalatın yaklaşık %70’inin üretimde girdi olarak kullanılan ara mallarından ve %17’sinin yatırımlarda kullanılan sermaye mallarından oluşması, ithalatın büyük ölçüde “üretim için” yapıldığını gösteriyor. Bu, ekonominin çarklarının döndüğüne işaret etmesi açısından olumludur. Tüketim malı ithalatının payının sınırlı kalması, iç talebin bir miktar dengelendiğini düşündürüyor.
3. Katma Değer Sorunu Devam Ediyor: Yüksek teknolojili ürünlerin ihracattaki payının %4’ler seviyesinde kalması, Türkiye’nin “orta teknoloji” tuzağında olduğunu ve daha fazla katma değer yaratma konusunda yapısal bir dönüşüme ihtiyacı olduğunu bir kez daha hatırlatıyor. Daha az mal satarak daha fazla kazanmanın yolu, bu oranın çift haneli seviyelere çıkarılmasından geçmektedir.
4. Kümülatif Açık ve Finansmanı: Aylık verilerdeki iyileşmeye rağmen, yılın ilk 7 ayında dış ticaret açığının 56 milyar dolara ulaşması, bu açığın nasıl finanse edileceği sorusunu gündemde tutuyor. Turizm gelirleri, doğrudan yabancı yatırımlar ve portföy girişleri, bu açığın sorunsuz bir şekilde finanse edilmesi için hayati önem taşımaya devam edecektir.