Trump, Üst Düzey Blackwell Yapay Zeka Çiplerinin Çin ve Diğer Ülkelere Satışına İzin Verilmeyeceğini Söyledi
ABD Başkanı Donald Trump, yapay zeka teknolojisinin en kritik bileşeni olan gelişmiş yarı iletkenler konusunda son derece net bir mesaj vererek, teknoloji devi Nvidia’nın en yeni ve en güçlü çiplerinin ihracatına izin verilmeyeceğini açıkladı. Trump, CBS kanalında yayımlanan “60 Minutes” programında ve Air Force One uçağında gazetecilere yaptığı açıklamalarda, Nvidia’nın sunduğu üst düzey Blackwell çiplerine yalnızca ABD’li müşterilerin erişmesi gerektiğini belirtti.
Bu politikanın altını net bir şekilde çizen Trump, “En gelişmişini, ABD dışında kimsenin almasına izin vermeyeceğiz” dedi ve “Blackwell çipini başkalarına vermiyoruz” diye ekledi. Bu ifadeler, Trump yönetiminin, daha önceki yetkililerin belirttiğinden çok daha sıkı ve kapsamlı bir teknoloji ihracat kısıtlaması getirebileceğini gösteriyor. Trump, en gelişmiş Blackwell çiplerinin Çinli şirketlere satışına kesinlikle izin vermeyeceğini söylerken, daha az yetenekli versiyonların satışına ise kapıyı tamamen kapatmadı.
Trump’ın bu açıklaması, Nvidia’nın geçtiğimiz Cuma günü Güney Kore’ye ve Samsung dahil ülkenin en büyük şirketlerine 260 binden fazla Blackwell yapay zeka çipi tedarik edeceğini duyurmasının hemen ardından gelmesiyle dikkat çekti. Nvidia CEO’su Jensen Huang ise geçen hafta yaptığı bir açıklamada, Pekin’in tutumu nedeniyle Çin pazarı için ABD’den ihracat lisansı talep etmediklerini belirtmişti.
Finans Hattı Yorumu: Donald Trump’ın bu açıklaması, ABD ile Çin arasında yıllardır süren teknoloji savaşında yeni ve çok daha keskin bir perdenin açılabileceğinin en net sinyalidir. Bu, sadece mevcut ihracat kontrollerini sıkılaştırmanın ötesinde, “tekno-milliyetçilik” olarak adlandırılabilecek bir doktrinin ilanıdır. Bu yaklaşıma göre, en üst düzey teknoloji, ulusal güvenlik ve ekonomik rekabetin merkezinde yer alan stratejik bir varlıktır ve müttefik dahi olsa başka ülkelerle paylaşılmamalıdır. Bu, “stratejik kısıtlama” politikasından, “Amerika Birinci” (America First) ilkesinin teknolojiye tam olarak yansıtıldığı bir korumacılık politikasına geçiş anlamına gelir.
Bu durumun küresel teknoloji tedarik zincirleri için sarsıcı sonuçları olabilir. Nvidia gibi gelirlerinin önemli bir kısmını yurt dışı satışlardan elde eden bir şirket için bu, ticari modelini temelden sarsacak bir gelişmedir. Daha da önemlisi, Trump’ın “diğer ülkeler” ifadesi, Güney Kore ve Japonya gibi ABD’nin en yakın teknoloji müttefiklerini bile zan altında bırakıyor. Nvidia’nın daha birkaç gün önce Samsung ile yaptığı devasa Blackwell anlaşması, Trump’ın bu politikayı hayata geçirmesi durumunda anında bir krize dönüşebilir. Bu durum, müttefik ülkeleri kendi yapay zeka çipi geliştirme programlarını daha da hızlandırmaya iterek, uzun vadede ABD’nin teknoloji hegemonyasına karşı yeni rakiplerin doğmasına zemin hazırlayabilir. Çin tarafında ise bu katı tutum, Pekin’in yüksek teknoloji ürünlerinde kendine yeterlilik hedefine ulaşma konusundaki kararlılığını daha da kamçılayacaktır. Kısacası, Trump’ın sözleri, küresel yapay zeka yarışında kuralların yeniden yazıldığı, daha izole ve rekabetin daha acımasız olduğu bir dönemin habercisidir.
							
