ING: “Yüksek Enflasyon, Merkez Bankası’nı Daha Temkinli Bir İndirime Sevk Edebilir”
Ağustos ayında tüketici enflasyonunun beklentilerin üzerinde gelmesi, Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası’n
ın (TCMB) 11 Eylül’deki Para Politikası Kurulu (PPK) toplantısında atacağı adıma ilişkin beklentileri yeniden şekillendirdi. ING Global tarafından yayımlanan bir değerlendirmede, özellikle gıda fiyatlarındaki artışın dezenflasyon sürecindeki yapısal zorlukları bir kez daha gösterdiği ve bu durumun Merkez Bankası’nı daha “temkinli” ve “ölçülü” bir faiz indirimi yapmaya itebileceği belirtildi.
Ağustos ayında aylık TÜFE %2,04 artarken, yıllık enflasyon %32,95’e gerilemişti. Ancak aylık rakamın piyasa beklentilerini aşması, fiyat baskılarının canlılığını koruduğuna işaret etti.
ING ekonomistlerine göre, gıda ve hizmetler kalemindeki fiyat katılıkları, TCMB’nin 11 Eylül’de atacağı adımın büyüklüğünü sınırlayabilir. Banka, kur şokları veya ücret kaynaklı ek baskılar yaşanmaması durumunda, yıl sonunda enflasyonun %30 seviyesine inebileceği yönündeki ana senaryosunu koruyor.
Siyasi Gündem ve Enflasyon Raporu da Masada
Analizde, TCMB’nin kararını etkileyebilecek diğer faktörlere de dikkat çekildi:
-
Siyasi Gündem: PPK toplantısının, piyasalarda belirsizlik yaratan CHP Kongresi davasıyla aynı güne denk gelmesi, siyasi hassasiyetleri artırarak karar sürecini daha karmaşık bir hale getirebilir.
-
Döviz Talebi: Merkez Bankası’nın, faiz indirimi büyüklüğünü belirlerken son dönemde artan tüzel kişi döviz talebini de yakından izleyeceği belirtiliyor.
-
Enflasyon Raporu Hedefleri: Son Enflasyon Raporu’nda paylaşılan ara hedeflerin (patikanın) piyasa beklentilerinin gerisinde kalması, bu ayki faiz indirim adımının büyüklüğünü sınırlayabilecek bir diğer önemli unsur olarak öne çıkıyor.
ING, TCMB’nin “veri odaklı ve toplantı bazlı” yaklaşımını sürdürmesini beklerken, son verilerin agresif faiz indirimlerine kapıyı kapattığı görüşünü vurguluyor.
Finans Hattı Yorum:
Ağustos enflasyon verisi ve ING’nin bu analizi, 11 Eylül’deki PPK toplantısı öncesinde piyasaların beklenti setini önemli ölçüde değiştirmiş durumda. Artık ana soru “indirim olacak mı?” değil, “indirimin boyutu ne olacak?” haline geldi.
1. “Büyük İndirim” Senaryosu Zayıfladı: Enflasyon verisi öncesinde piyasada 200, hatta 300 baz puana varan güçlü faiz indirimi beklentileri mevcuttu. Ancak beklentileri aşan enflasyon, bu “agresif” indirim senaryolarını büyük ölçüde zayıflattı. Artık piyasa konsensüsü, daha sınırlı, 100 veya 150 baz puanlık “ölçülü” bir indirime doğru kayıyor.
2. TCMB’nin Kredibilite Sınavı: Merkez Bankası için bu toplantı, dezenflasyon sürecindeki kararlılığını ve kredibilitesini bir kez daha test edeceği bir sınav niteliğinde.
* Piyasa Dostu Senaryo: Beklentilere paralel, 100-150 baz puanlık ölçülü bir indirim ve karar metninde “veri odaklı, temkinli duruş” mesajının yinelenmesi, piyasalar tarafından TCMB’nin enflasyonla mücadeledeki ciddiyetinin devam ettiği şeklinde okunur ve pozitif karşılanır.
* Riskli Senaryo: Enflasyondaki katılığa rağmen piyasa beklentilerinin üzerinde, 200 baz puan ve üzeri bir indirim yapılması, “TCMB’nin enflasyondan çok büyümeye öncelik verdiği” algısı yaratarak, bankanın kredibilitesini sorgulatabilir ve TL varlıklar üzerinde baskı yaratabilir.
3. “Siyasi Gürültüye” Karşı Duruş: Toplantının siyasi gündemin yoğun olduğu bir güne denk gelmesi, TCMB’nin kararının sadece ekonomik değil, aynı zamanda kurumsal bağımsızlık algısı açısından da ne kadar önemli olduğunu gösteriyor. Piyasalar, TCMB’nin bu “siyasi gürültüden” etkilenmeden, tamamen ekonomik verilere dayalı bir karar alıp almayacağını dikkatle izleyecektir.
Sonuç olarak, Ağustos enflasyon verisi oyunun kurallarını bir miktar değiştirmiş görünüyor. Piyasalar artık daha az güvercin, daha temkinli ve dezenflasyonun zorlu patikasını kabul eden bir Merkez Bankası görmeyi bekliyor. 11 Eylül’de verilecek karar ve mesajlar, bu beklentinin ne kadar doğru olduğunu gösterecektir.