Sadece 27 gün görevde kalan Başbakan Lecornu’nun istifası sonrası Paris borsası çakıldı, erken seçim tartışmaları alevlendi. Bu, Macron’un bir yılda kaybettiği dördüncü başbakan oldu.
Fransa’da Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron’un istikrarlı bir hükümet kurma çabaları, bir kez daha hezimetle sonuçlandı. Göreve atanmasının üzerinden henüz bir ay bile geçmeyen ve yeni kabinesini kurduktan sadece saatler sonra Başbakan Sebastien Lecornu, artan siyasi baskılar nedeniyle istifa etti. Bu gelişme, Paris borsasında sert düşüşe neden olurken, ülkedeki siyasi krizi ve erken seçim tartışmalarını zirveye taşıdı.
Krizin Künyesi
Kategori | Detay |
Olay | Başbakan Sebastien Lecornu’nun istifası |
Görev Süresi | 27 Gün (Beşinci Cumhuriyet tarihinin en kısası) |
Macron’un Kaybı | Son 1 yılda istifa eden 4. başbakan |
Neden | Kurduğu kabineye yönelik sert siyasi tepkiler |
Ekonomik Etki | Büyüyen bütçe açığı, artan borçlanma maliyetleri |
Piyasa Tepkisi | Paris Borsası (CAC 40) %2 değer kaybetti. |
Siyasi Sonuç | Erken seçim tartışmaları, Macron’a yönelik azil süreci çağrısı |
Meclis’e Hitap Edemeden İstifa Eden İlk Başbakan
François Bayrou hükümetinin güvenoyu alamamasının ardından 9 Eylül’de Macron tarafından başbakan olarak atanan Lecornu, 27 günlük görev süresiyle Beşinci Cumhuriyet tarihinin en kısa süre görevde kalan başbakanı olarak tarihe geçti.
Lecornu’nun istifasının fitilini, kurduğu yeni kabine ateşledi. Özellikle Bruno Le Maire’nin Savunma, Bruno Retailleau’nun ise İçişleri Bakanlığı’na atanması, hem muhalefetten hem de kendi siyasi müttefiklerinden o kadar sert tepkiler aldı ki, Lecornu Meclis’e genel politika konuşmasını bile yapamadan görevinden çekilmek zorunda kaldı. Bu da Fransız siyasi tarihinde bir ilk oldu.
Ekonomi Kırmızı Alarmda
Bu siyasi felç, zaten kırmızı alarm veren Fransız ekonomisi üzerindeki baskıyı daha da artırıyor. Fitch ve DBRS gibi kredi derecelendirme kuruluşlarının peş peşe not indirdiği Fransa’nın borçlanma maliyetleri, İtalya gibi borç yükü ağır ülkelerle benzer seviyelere tırmanmış durumda. Macron, yıl sonuna kadar kritik bütçeyi meclisten geçirebilecek yeni bir başbakan ararken, ülke siyasi bir çıkmazın içine sürükleniyor.
Muhalefetten Macron’a “Azil” Çağrısı
Krizin ardından Boyun Eğmeyen Fransa (LFI) Partisi lideri Jean-Luc Mélenchon, Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron’a karşı azil sürecinin başlatılması için çağrıda bulunarak, siyasi gerilimi bir üst seviyeye taşıdı.
Finans Hattı Yorumu:
Fransa’da yaşananlar, bir hükümet krizinin ötesinde, bir sistem ve rejim krizidir. Bu, sadece Fransa için değil, tüm Avrupa Birliği’nin siyasi ve ekonomik istikrarı için de bir “kırmızı alarmdır.”
-
“Yönetememe” Krizi: Macron’un parlamentoda net bir çoğunluğa sahip olmaması, ülkeyi fiilen “yönetilemez” bir hale getirmiştir. Bir yılda dört başbakanın düşmesi, bu siyasi felcin en somut göstergesidir. Piyasalar, bu tür bir istikrarsızlıktan ve öngörülemezlikten nefret eder. Paris borsasındaki %2’lik düşüş, bu güvensizliğin ilk somut yansımasıdır.
-
Ekonomik Fatura Büyüyor: Siyasi istikrarsızlık, ekonomik istikrarsızlığı doğurur. Hükümetin kritik bütçeyi ve yapısal reformları meclisten geçirememesi, Fransa’nın devasa bütçe açığını ve borç yükünü daha da artıracaktır. Bu durum;
-
Fransız devlet tahvillerinin faizlerini (spread’leri) yükseltir.
-
Euro (EUR/USD) üzerinde ciddi ve kalıcı bir satış baskısı yaratır.
-
Ülkenin kredi notunun diğer derecelendirme kuruluşları tarafından da düşürülmesi riskini artırır.
-
-
AB İçin “Domino Taşı” Riski: Fransa, AB’nin ikinci en büyük ekonomisidir. Fransa’daki bir siyasi ve ekonomik krizin, tüm Euro Bölgesi’ne yayılma (bulaşma/contagion) riski bulunmaktadır. Bu durum, Avrupa Merkez Bankası’nı (ECB) zorlu bir ikilemin içine sokar.
-
Erken Seçim Kaçınılmaz mı?: Bu kilitlenme, eninde sonunda bir erken seçimi kaçınılmaz hale getirebilir. Ancak bu da bir çözümden çok, yeni bir risk getirebilir. Anketler, olası bir erken seçimde aşırı sağcı lider Marine Le Pen’in partisinin zafer kazanma ihtimalinin yüksek olduğunu gösteriyor. Bu senaryo, piyasalar için mevcut kaostan bile daha büyük bir belirsizlik anlamına gelir.
Sonuç olarak, “Avrupa’nın hasta adamı” tartışmaları artık sadece bir manşet değil, somut bir gerçekliğe dönüşmüştür. Piyasalar, Fransa’dan gelecek her türlü siyasi habere karşı aşırı hassas olacak ve bu belirsizlik ortamı, Fransız varlıkları (hisseler, tahviller) ve Euro üzerinde baskı yaratmaya devam edecektir.