Muhalefet Lideri Melenchon: “Gitmesi Gerekiyor”, Gözler 8 Eylül’deki Kritik Güven Oylamasında
Avrupa’nın ikinci en büyük ekonomisi olan Fransa’da siyasi tansiyon, hükümetin düşme ve hatta Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron’un görevden alınması (azil) ihtimallerinin aynı anda masaya gelmesiyle zirveye tırmandı. Aşırı solcu Boyun Eğmeyen Fransa (LFI) partisinin lideri Jean-Luc Melenchon, Cumhurbaşkanı Macron’un görevden alınması için Parlamento’ya yeni bir önerge sunduklarını duyurarak, “Gitmesi gerekiyor. Azil önergesini sunduk,” dedi.
Bu radikal hamle, Başbakan François Bayrou’nun, tepki çeken 2026 bütçe planı öncesinde 8 Eylül’de hükümeti güven oylamasına götüreceğini açıklamasının hemen ardından geldi. Meclisteki üç ana muhalefet partisi de, 43 milyar Euro’luk kesintileri içeren bütçe planına karşı çıkarak, güven oylamasında hükümeti düşürmek için “hayır” oyu kullanacaklarını açıkladı.
Melenchon, Bayrou hükümetinin 8 Eylül’de düşeceğinden emin olduğunu belirterek, “Bu halkın zaferi olacak,” yorumunu yaptı.
Fransa “Yönetememe” Krizinde mi?
Fransa’da siyasi istikrarsızlık, geçen yıl yapılan ve hiçbir partinin tek başına meclis çoğunluğunu elde edemediği genel seçimlerle başlamıştı.
-
Seçimlerde sol ittifak en büyük grup olarak çıksa da, Macron merkez sağdan Michel Barnier’yi başbakan atamıştı.
-
Ancak Barnier hükümeti, 2025 bütçesi konusunda uzlaşı sağlayamayınca, sadece 3 ay görevde kalabilmiş ve Aralık 2024’te güvensizlik oyuyla düşmüştü.
-
Macron’un onun yerine atadığı François Bayrou da, şimdi benzer bir bütçe krizi ve düşme tehlikesiyle karşı karşıya.
Melenchon, Macron’u geçen yılki seçim sonuçlarını yok saymakla ve ülkeyi bir siyasi kaosa sürüklemekle suçluyor.
Finans Hattı Yorum:
Fransa’da yaşanan bu siyasi kriz, sadece bir iç politika meselesi değil, aynı zamanda Euro Bölgesi’nin istikrarını ve küresel yatırımcı algısını doğrudan etkileyen, son derece önemli bir finansal olaydır.
1. “Yönetememe” Krizi ve Piyasa Belirsizliği: Fransa’da bir yıl içinde iki farklı hükümetin aynı “bütçe” meselesi yüzünden düşme tehlikesiyle karşı karşıya kalması, ülkede derin bir “yönetememe” krizi olduğunu gösteriyor. Bu durum, piyasaların en nefret ettiği şey olan belirsizliği zirveye taşıyor. Bir ülkenin bütçesini yapamaması, ekonomik politikalarının geleceği hakkında büyük bir soru işareti yaratır. Bu belirsizlik, yatırımcıların Fransız varlıklarından (hisse senetleri, tahviller) kaçınmasına neden olur.
2. Finansal Etkiler: CAC 40 ve Fransız Tahvilleri Baskı Altında
Bu siyasi kaosun finansal piyasalardaki yansıması nettir:
-
Fransız Borsası (CAC 40): Siyasi belirsizlik, kurumsal güveni ve yatırım iştahını azaltır. Bu durum, CAC 40 endeksi üzerinde aşağı yönlü bir baskı yaratır.
-
Fransız Devlet Tahvilleri (OAT): Hükümetin bütçe disiplinini sağlayamayacağı ve reformları yapamayacağı endişesi, ülkenin kredi riskini artırır. Bu da, Fransız devlet tahvillerinin faizlerinin yükselmesine (getirilerinin artmasına) neden olur. Yani, Fransa’nın borçlanma maliyeti artar.
3. Macron’un Azli Mümkün mü? Siyasi Risk Zirvede:
Her ne kadar bir cumhurbaşkanını azletmek hukuken çok zorlu bir süreç olsa da, böyle bir önergenin parlamentoya sunulması bile tek başına siyasi riskin ne kadar tırmandığını gösteriyor. Piyasalar, bu tür “kuyruk risklerini” (tail risk) sevmez ve bu durum genel risk primini artırır.
4. Euro Bölgesi İçin “Bulaşma Riski” (Contagion Risk): Fransa, Euro Bölgesi’nin Almanya ile birlikte iki temel direğinden biridir. Fransa’daki ciddi bir siyasi ve ekonomik istikrarsızlık, tüm Euro Bölgesi’ne yönelik yatırımcı güvenini sarsabilir ve ortak para birimi Euro üzerinde aşağı yönlü bir baskı yaratabilir. 8 Eylül’deki güven oylaması, sadece Fransa’nın değil, tüm Avrupa piyasalarının kaderini etkileyebilecek kritik bir dönemeç olacaktır.