Gerekçe: Beklentileri Aşan Güçlü Büyüme ve İnatçı Enflasyon
Dünyanın en büyük yatırım bankalarından biri olan Goldman Sachs, Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası’nın (TCMB) 11 Eylül’de gerçekleştireceği Para Politikası Kurulu (PPK) toplantısına ilişkin faiz indirimi beklentisini önemli ölçüde düşürdü. Banka, daha önce 350 baz puan olarak öngördüğü faiz indirimi tahminini, son makroekonomik veriler ışığında 200 baz puana revize etti.
Goldman Sachs’ın bu keskin U dönüşünün arkasında, son dönemde açıklanan ve ekonominin gidişatına dair karmaşık sinyaller veren iki kritik veri yatıyor:
-
Güçlü Büyüme: Türkiye ekonomisinin ikinci çeyrekte %4,8 ile beklentilerin oldukça üzerinde büyümesi.
-
İnatçı Enflasyon: Ağustos ayında aylık TÜFE’nin %2,04 ile piyasa tahminlerini aşması.
Yatırım bankası tarafından yayımlanan değerlendirme notunda, “İkinci çeyrek GSYH büyümesi, zayıf iç talebe rağmen beklentileri fazlasıyla aştı. Aynı zamanda Ağustos enflasyonu tahminlerin üzerinde gerçekleşti. Bu gelişmeler ışığında TCMB’nin önceki toplantıya kıyasla daha ılımlı bir faiz indirimi yapmasını bekliyoruz,” ifadelerine yer verildi.
Bu revizyon, piyasalarda oluşan genel kanının, yani TCMB’nin gevşeme döngüsünde daha “temkinli” ve “ölçülü” adımlar atacağı beklentisinin, büyük bir küresel kurum tarafından da teyit edildiğini gösteriyor.
Finans Hattı Yorum:
Goldman Sachs’ın faiz indirimi beklentisini 350’den 200 baz puana çekmesi, sadece bir rakam değişikliği değil, aynı zamanda TCMB’nin karşı karşıya olduğu politika ikileminin ne kadar zorlu olduğunu ortaya koyan önemli bir analizdir.
1. “Veri Odaklı” Politikanın Teyidi: Bu revizyon, TCMB’nin son dönemde sürekli vurguladığı “veri odaklı” para politikası söyleminin piyasalar tarafından ne kadar ciddiye alındığını gösteriyor. Hem büyüme hem de enflasyon verilerinin beklentilerden sapması, Goldman Sachs gibi büyük oyuncuların da modellerini ve beklentilerini anında bu yeni gerçekliğe göre ayarlamasına neden oluyor.
2. Büyüme-Enflasyon İkilemi Keskinleşiyor: Son veriler, TCMB’yi adeta “iki arada bir derede” bırakan bir tablo sunuyor:
-
Bir Yanda Güçlü Büyüme: Ekonomi beklentilerden daha dirençli. Bu durum, “ekonomiyi desteklemek için agresif faiz indirimlerine gerek yok” argümanını güçlendiriyor.
-
Diğer Yanda İnatçı Enflasyon: Fiyat baskıları hala canlı. Bu da, “enflasyonla mücadelede sıkı duruşu erken terk etmemek gerek” uyarısını yapıyor.
Goldman Sachs’ın 200 baz puanlık yeni tahmini, TCMB’nin bu iki zıt gücü dengeleyerek “orta yolu” bulmaya çalışacağını öngörüyor.
3. Piyasa Konsensüsü Nerede Şekilleniyor?
Bu revizyonla birlikte, piyasadaki genel konsensüsün 100 ila 200 baz puanlık bir faiz indirimi bandında şekillenmeye başladığı söylenebilir.
-
200 Baz Puanlık İndirim: Piyasalar tarafından “beklentilere paralel” ve “dengeli” bir adım olarak algılanabilir.
-
100 Baz Puanlık İndirim: Daha “şahin” bir duruş olarak yorumlanır ve TCMB’nin enflasyonla mücadeledeki kararlılığını pekiştirir.
-
200 Baz Puanın Üzerindeki Bir İndirim: Artık piyasalar için “güvercin bir sürpriz” olarak kabul edilecek ve TCMB’nin kredibilitesini sorgulatabilecek bir risk taşıyacaktır.
Sonuç olarak, Goldman Sachs’ın bu revizyonu, 11 Eylül’deki PPK toplantısı öncesinde oyunun kurallarının yeniden yazıldığını gösteriyor. Piyasalar artık daha az güvercin, daha temkinli ve dezenflasyonun zorlu patikasını kabul eden bir Merkez Bankası görmeyi bekliyor. Perşembe günü verilecek karar, bu beklentinin ne kadar doğru olduğunu gösterecektir.