Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz, beklentileri aşan Eylül enflasyonunu “mevsimsel etkilere” bağladı ve OVP hedeflerine ulaşma konusundaki kararlılıklarını vurguladı.
Eylül ayı Tüketici Fiyat Endeksi’nin (TÜFE) aylık %3,23 ile piyasa beklentilerinin üzerinde gelmesinin ardından hükümetten ilk değerlendirme geldi. Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz, yaşanan artışı “geçici bir duraksama” olarak nitelendirerek, uygulanan ekonomi programında ve Orta Vadeli Program (OVP) hedeflerinde herhangi bir sapma beklenmediğini belirtti.
Cevdet Yılmaz’ın Açıklamalarından Satır Başları
Konu | Yılmaz’ın Değerlendirmesi |
Eylül Enflasyonu | Beklentilerin üzerinde geldi. Gıda, eğitim ve ulaştırma kalemleri etkili oldu. |
Artışın Niteliği | “Geçici bir duraksama.” Konjonktürel ve mevsimsel etkilerden kaynaklandı. |
Ekonomi Programı | “Orta Vadeli Programımızın ana çerçevesinde ve istikametinde herhangi bir sapma beklemiyoruz.“ |
Mücadele | Para ve maliye politikaları ile yapısal reformlar kararlı ve koordineli şekilde devam edecek. |
Nihai Hedefler | Enflasyonu 2026’da %20’nin altına, 2027’de tek haneye düşürmek. |
“Geçici Duraksamalar Olabilmektedir”
Cumhurbaşkanı Yardımcısı Yılmaz, yaptığı yazılı açıklamada, Eylül ayı enflasyonunun beklentilerin üzerinde gelmesinde özellikle gıda, eğitim ve ulaştırma kalemlerindeki fiyat artışlarının etkili olduğunu kabul etti.
Ancak Yılmaz, bu durumu dezenflasyon sürecinde yaşanabilecek normal bir dalgalanma olarak gördüklerini belirtti: “Dezenflasyon sürecinde konjonktürel gelişmelere ya da mevsimsel etkilere bağlı olarak geçici duraksamalar olabilmektedir. Eylül ayına özgü gelişmelerin de etkisiyle yıllık enflasyon geçici olarak yükselmekle birlikte uyguladığımız ekonomi programı çerçevesinde enflasyonla mücadelemiz kararlı bir şekilde devam etmektedir.”
Hedeflerde Değişiklik Yok
Programın ana hedeflerinde bir sapma olmayacağının altını çizen Yılmaz, “Enflasyonla mücadeleye yönelik para ve maliye politikaları ile yapısal reformlardan oluşan bütüncül programımızı kararlı ve koordineli şekilde uygulamaya devam edeceğiz,” dedi. Yılmaz, özellikle gıda arzını artırmaya yönelik politikalar ve sosyal konut projeleriyle, enflasyonu 2026 yılında %20’nin altına, 2027’de ise tek haneli seviyelere düşürme hedefine bağlı olduklarını yineledi.
Finans Hattı Yorumu:
Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz’ın bu açıklaması, piyasalardaki olası bir paniği önlemeye ve ekonomi programına olan güveni tazelemeye yönelik bir “iletişim” hamlesidir. Bu, “veriler beklentiyi aştı ama endişelenmeyin, kontrol bizde ve ana planda bir değişiklik yok” mesajıdır.
-
“Geçici” Vurgusu: Açıklamada “geçici duraksama”, “mevsimsel etkiler”, “Eylül ayına özgü gelişmeler” gibi ifadelerin sıkça kullanılması, hükümetin bu yüksek veriyi tek seferlik bir sapma olarak gördüğünü ve altta yatan ana dezenflasyon trendinin bozulmadığını düşündüğünü gösteriyor. Bu, piyasalara “aşırı tepki vermeyin” demenin bir yoludur.
-
Kararlılık Mesajı: “Programda sapma yok”, “kararlı ve koordineli şekilde devam edeceğiz” gibi ifadeler, özellikle yabancı yatırımcılara ve Merkez Bankası’nın bağımsızlığı konusunda endişe duyan kesimlere yönelik bir güvence verme amacı taşır. Bu, sıkı para politikasından bir geri dönüş olmayacağı mesajını pekiştirir.
-
Arz Yönlü Politikaların Altının Çizilmesi: Yılmaz’ın sadece para ve maliye politikasından değil, aynı zamanda “gıda ve sosyal konut başta olmak üzere arz yönlü politikalardan” da bahsetmesi önemlidir. Bu, hükümetin enflasyonun sadece bir talep sorunu olmadığını, aynı zamanda yapısal bir arz (maliyet) sorunu olduğunun da farkında olduğunu gösterir. Gıda arzını artırmak ve konut maliyetlerini düşürmek, enflasyonla mücadelenin para politikası dışındaki en önemli ayaklarıdır.
Piyasalar İkna Oldu mu?:
Piyasalar, bu tür sözlü yönlendirmeleri not alır ancak asıl olarak eylemlere ve sonraki verilere odaklanır. Yılmaz’ın açıklaması, kısa vadede piyasadaki endişeleri bir miktar yatıştırabilir. Ancak, eğer önümüzdeki aylarda da enflasyon beklentilerin üzerinde gelmeye devam ederse, bu söylemlerin inandırıcılığı azalır ve piyasalar Merkez Bankası’ndan daha da sıkılaştırıcı adımlar (ek faiz artırımı gibi) atmasını beklemeye başlayabilir.
Sonuç olarak bu, piyasaları sakinleştirmeye yönelik gerekli bir iletişim adımıdır. Ancak enflasyonla mücadelenin başarısı, sözlerden çok, önümüzdeki aylarda açıklanacak olan somut rakamlara bağlı olacaktır.