FBI ve Göçmenlik Polisi “Yasa Dışı İstihdam” İddialarını Soruşturuyor, Hyundai “Bizim Çalışanımız Değil” Dedi
ABD’nin yeşil enerji ve elektrikli araç (EV) dönüşümünün en önemli kalelerinden biri olan Hyundai’nin Georgia eyaletindeki devasa elektrikli araç bataryası üretim tesisine, Federal Soruşturma Bürosu (FBI) ve Göçmenlik ve Gümrük Muhafaza (ICE) ekipleri tarafından şok bir baskın düzenlendi. Yüzlerce güvenlik gücünün katıldığı operasyonda, tesiste yasa dışı olarak çalıştığı iddia edilen 475 kişi gözaltına alındı.
ABD İç Güvenlik Bakanlığı tarafından yapılan açıklamada, baskının, tesisteki “yasa dışı istihdam uygulamaları ve diğer ciddi federal suçlarla ilgili iddialara yönelik devam eden bir cezai soruşturmanın parçası olarak” gerçekleştirildiği belirtildi.
Baskının, soruşturmayı yürüten bir yargıç tarafından verilen arama emriyle yapıldığı ve gözaltına alınan kişilerin vizelerinin süresinin geçtiği veya ülkede yasa dışı olarak bulunduklarının tespit edildiği ifade edildi. Açıklamada, bu kişilerin sadece Hyundai’ye değil, aynı zamanda çeşitli aracı şirketlere (taşeronlara) de çalıştığına dikkat çekildi.
Hyundai’den İlk Açıklama: “Doğrudan Çalışanımız Değiller”
Operasyonun ardından Hyundai’den gelen ilk açıklamada, durumun yakından takip edildiği belirtilirken, sorumluluk taşeron firmalara yüklendi. Hyundai, “Bugün itibarıyla, gözaltına alınanların hiçbirinin doğrudan Hyundai Motor Company’de çalışmadığını anlıyoruz,” ifadesini kullanarak, bu kişilerin kendi bordrolarında yer almadığının altını çizdi.
İç Güvenlik Bakanlığı yetkililerinin, soruşturmanın detaylarına ilişkin yakın zamanda bir basın toplantısı düzenleyeceği açıklandı.
Finans Hattı Yorum:
Hyundai’nin milyarlarca dolarlık yatırım yaptığı ve ABD’nin EV stratejisinin merkezinde yer alan bir tesise bu denli büyük bir operasyon düzenlenmesi, sadece bir göçmenlik meselesi olmanın çok ötesinde, derin ekonomik, siyasi ve kurumsal anlamlar taşıyor.
1. “Taşeron” Sorumluluğu Tartışması: Ana Şirket Sorumluluktan Kaçabilir mi?
Hyundai’nin “bizim doğrudan çalışanımız değil” savunması, bu tür durumlarda büyük şirketlerin başvurduğu klasik bir hukuki argümandır. Ancak ABD yasaları ve kamuoyu nezdinde bu savunma her zaman yeterli olmayabilir. ABD Çalışma Bakanlığı, genellikle ana şirketi, kendi tesislerinde çalışan taşeron firmaların uygulamalarından da “ortak işveren” (joint employer) olarak sorumlu tutma eğilimindedir. Eğer Hyundai’nin, taşeronlarının yasa dışı işçi çalıştırdığını bildiği veya bilmesi gerektiği kanıtlanırsa, şirket devasa para cezaları, cezai yaptırımlar ve hatta devlet teşviklerinin iptali gibi çok ciddi sonuçlarla karşı karşıya kalabilir.
2. Siyasi Boyut: Trump Yönetiminden “Sert” Mesaj
Bu operasyonun zamanlaması, Trump yönetiminin hem yasa dışı göç hem de “Önce Amerika” (America First) politikaları konusundaki sert duruşunu göstermesi açısından son derece manidardır. Bu, bir yandan yasa dışı göçle mücadeledeki kararlılığı gösterirken, diğer yandan da ABD’ye devasa yatırımlar yapan yabancı şirketlere bile, “Amerikan yasalarına uymak zorundasınız, size ayrıcalık tanımayız” mesajını veren bir güç gösterisidir.
3. Tedarik Zincirinde “Etik” ve “Yasal” Riskler
Bu olay, küresel şirketlerin tedarik zincirlerindeki en zayıf halkanın genellikle “taşeronlar” olduğunu bir kez daha ortaya koyuyor. Sadece maliyet odaklı seçilen ve yeterince denetlenmeyen aracı firmalar, ana şirketin marka itibarını ve yasal durumunu bir anda riske atabilir. Bu durum, Hyundai (ve diğer tüm büyük üreticiler) için tedarik zinciri denetimlerini ve etik standartlarını çok daha sıkı bir şekilde uygulama zorunluluğunu doğuracaktır.
4. Yatırımcı İçin Anlamı:
Bu gelişme, Hyundai (HYMTF) yatırımcıları için önemli bir “yasal ve itibar riski” oluşturmaktadır.
-
Finansal Risk: Olası para cezalarının boyutu ve devlet teşviklerinin geleceği, şirketin finansalları üzerinde doğrudan bir baskı yaratabilir.
-
Operasyonel Risk: Fabrikadaki işgücünün önemli bir kısmının aniden ortadan kalkması, üretimde aksamalara ve gecikmelere yol açabilir.
-
ESG Riski: Bu olay, şirketin “S” yani Sosyal (çalışan hakları, yasal istihdam) karnesini ciddi şekilde zedeler ve ESG odaklı yatırım fonlarının hisseden uzaklaşmasına neden olabilir.
Piyasalar şimdi, İç Güvenlik Bakanlığı’nın yapacağı basın toplantısında soruşturmanın derinliğine ve Hyundai’nin bu süreçteki potansiyel sorumluluğuna ilişkin gelecek yeni bilgileri yakından takip edecektir.