Moskova’dan Misilleme Sinyali, Gözler AB’nin Atacağı Somut Adımlarda
Rusya, Avrupa Birliği’nin (AB) dondurulmuş Rus merkez bankası varlıklarına el koyma veya bu varlıkların getirilerini Ukrayna’ya aktarma planlarına karşı bugüne kadarki en sert uyarısını yaptı. Kremlin Sözcüsü Dmitry Peskov, böyle bir adımın atılması halinde bunun Batı finans sistemine ciddi zararlar vereceğini ve uluslararası hukukun temel ilkelerini ihlal edeceğini söyledi.
Bu sert çıkış, AB Komisyonu Başkanı Ursula von der Leyen’in, dondurulmuş varlıklardan elde edilen faiz gelirlerinin ve nakit bakiyelerinin Ukrayna’nın savunmasını finanse etmek için kullanılması yönündeki önerisinin ardından geldi.
Kremlin, daha önce de Avrupa’daki varlıklarına el koymaya cüret eden herhangi bir devlete karşı sert bir şekilde misillemede bulunacağı uyarısını yapmıştı.
Bu diplomatik gerilimin ortasında Peskov ayrıca, Başkan Vladimir Putin’in bugün hükümetle bir araya gelerek, artan savunma harcamalarının da şekillendireceği yeni devlet bütçesini görüşeceğini bildirdi.
Finans Hattı Yorum:
Kremlin’in bu uyarısı, sadece diplomatik bir tehdit değil, aynı zamanda küresel finansal sistemin temel dinamiklerini ve gelecekteki sermaye akışlarını derinden etkileyebilecek, son derece önemli bir mesajdır.
1. “Finansal Nükleer Opsiyon”: Misilleme Ne Olabilir?
Peskov’un “ciddi zararlar veririz” uyarısı, Rusya’nın elindeki potansiyel misilleme araçlarını akla getiriyor. Moskova, kendisine yönelik böyle bir adıma karşılık olarak;
-
Batılı Varlıklarına El Koyabilir: Rusya’da faaliyet göstermeye devam eden yüzlerce Batılı şirketin (enerji, sanayi, bankacılık vb.) milyarlarca dolarlık varlığına tamamen el koyabilir.
-
Hukuki Savaş Başlatabilir: Uluslararası mahkemelerde yıllarca sürecek tazminat davaları açarak, Batılı kurumları hukuki bir batağın içine çekebilir.
-
Stratejik Kaynakları Silah Olarak Kullanabilir: Enerji (petrol, gaz), gıda (tahıl, gübre) veya kritik mineraller gibi kontrol ettiği stratejik kaynakların Batı’ya tedarikini kesintiye uğratabilir.
Bu, tam anlamıyla bir “finansal nükleer opsiyonun” tetiklenmesi anlamına gelir.
2. Asıl Tehdit: “Güven”in Sarsılması
Ancak Kremlin’in asıl işaret ettiği ve Batı için en büyük tehlike olan şey, bu adımın küresel finansal sisteme olan “güveni” temelden sarsma potansiyelidir. Küresel sermaye, varlıklarının siyasi kararlarla keyfi bir şekilde dondurulamayacağı veya el konulamayacağı varsayımı üzerine hareket eder. Eğer Batı, bir ülkenin egemen devlet rezervlerine bu şekilde el koyarsa, bu durum başta Çin olmak üzere, Suudi Arabistan ve diğer Körfez ülkeleri gibi devasa döviz rezervlerine sahip ülkeler için bir “alarm zili” çalar.
Bu ülkeler, “yarın aynı şey bizim de başımıza gelebilir” endişesiyle, rezervlerini dolardan ve Euro’dan çekerek altın gibi politik olarak nötr varlıklara veya kendi etki alanlarındaki finansal sistemlere kaydırmaya başlayabilir. Bu, uzun vadede doların ve Euro’nun küresel rezerv para birimi statüsünü aşındıracak tarihi bir “de-dolarizasyon” dalgasını tetikleyebilir. Kremlin’in “Batı finans sistemine zarar verir” uyarısı, tam olarak bu riske işaret etmektedir.
3. Piyasalar İçin Anlamı: “Aşırı Belirsizlik”
Bu restleşme, küresel piyasalardaki belirsizliği ve öngörülemezliği artırır.
-
Volatilite Artar: Bu konudaki her yeni haber akışı, piyasalarda ani ve sert dalgalanmalara (volatiliteye) neden olabilir.
-
Güvenli Liman Talebi Güçlenir: Bu tür bir sistemik risk algısı, yatırımcıları hisse senedi gibi riskli varlıklardan kaçırarak altın, İsviçre frangı ve Japon yeni gibi güvenli limanlara yöneltebilir.
-
Avrupa Bankacılık Sektörü Risk Altında: Dondurulmuş Rus varlıklarının büyük bir kısmını bilançolarında tutan Euroclear gibi takas kurumları ve büyük Avrupa bankaları, hem Rusya’nın olası misillemelerinden hem de bu sürecin yaratacağı hukuki kaostan en çok etkilenecek kurumlar olacaktır.
Sonuç olarak, dondurulmuş Rus varlıklarının kaderi, sadece Ukrayna’nın finansmanı meselesi değil, aynı zamanda küresel finansal mimarinin geleceğini şekillendirecek, son derece hassas ve tehlikeli bir jeo-ekonomik satranç oyunudur.
