Kamu borç stokunun milli gelire oranı da %23,6’ya düşerken, vergi gelirlerindeki artış dikkat çekti.
Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK), Türkiye’nin kamu maliyesinin sağlığını gösteren 2024 yılı Genel Devlet Dengesi istatistiklerini yayımladı. Verilere göre, ekonomi yönetiminin uyguladığı mali disiplin adımları sonuç verdi ve genel devlet açığının Gayrisafi Yurt İçi Hasıla’ya (GSYH) oranı, bir önceki yıldaki %4,5 seviyesinden %3,2’ye geriledi.
2024 Yılı Kamu Maliyesi Karnesi
Gösterge | 2024 Yılı Değeri | 2023 Yılı Değeri | Yön |
Genel Devlet Açığı / GSYH | %3,2 | %4,5 | İyileşme |
Genel Devlet Borç Stoku / GSYH | %23,6 | – | Düşüş |
Toplam Gelirler / GSYH | %33,4 | – | Yükseliş |
Toplam Harcamalar / GSYH | %36,6 | – | Yükseliş |
Toplam Vergi ve Sosyal Katkı Gelirleri | 11,2 Trilyon TL | – | Yükseliş |
Açık 1.4 Trilyon TL, Borç Oranı Düşüşte
TÜİK verilerine göre, 2024 yılında genel devlet açığı 1 trilyon 438 milyar TL olarak tahmin edildi. Bu rakam, GSYH’nin %3,2’sine denk geldi.
Kamu borçluluğunda da olumlu bir tablo gözlendi. Genel devlet konsolide brüt borç stokunun GSYH’ye oranı, 2024 yılında %23,6’ya düştü. Bu oran, Türkiye’nin kamu borçluluğunun birçok gelişmiş ve gelişmekte olan ülkeye göre oldukça düşük seviyelerde kaldığını teyit etti.
Harcamalar da Gelirler de Arttı
2024 yılında genel devletin toplam gelirleri 14,9 trilyon TL’ye yükselirken, GSYH içindeki payı %33,4’e çıktı. Toplam harcamalar ise 16,3 trilyon TL’ye ulaşarak GSYH’nin %36,6’sını oluşturdu.
Toplam vergi ve sosyal katkı gelirleri ise 11,2 trilyon TL‘ye ulaştı.
Finans Hattı Yorumu:
TÜİK’in açıkladığı bu veriler, Hazine ve Maliye Bakanlığı’nın son bir yıldır uyguladığı mali disiplin ve sıkı para politikasının somut sonuçlarını ortaya koyması açısından son derece önemlidir. Bu, ekonomi programının kredibilitesini ve başarısını teyit eden, hem iç hem de dış piyasalar için güçlü ve pozitif bir sinyaldir.
-
Mali Çıpa Sağlamlaşıyor: Bütçe açığının milli gelire oranının %4,5’ten %3,2’ye gerilemesi, hükümetin popülist harcamalardan kaçındığını ve kamu maliyesinde kontrolü sağladığını gösteriyor. Bu “mali çıpa”, enflasyonla mücadelenin en önemli destekleyici unsurlarından biridir.
-
Borçluluk Risk Değil: Kamu borç stokunun GSYH’ye oranının %23,6 gibi oldukça düşük bir seviyeye gerilemesi, Türkiye’nin en güçlü makroekonomik yanlarından birini oluşturuyor. Bu, ülkenin borç çevirme konusunda bir sıkıntı yaşama riskinin düşük olduğunu gösterir ve yabancı yatırımcılar için önemli bir güven unsurudur. Bu oran, birçok Avrupa ülkesinin çok altındadır.
-
Para Politikasına Destek: Mali disiplinin sağlanması, enflasyonla mücadelenin tüm yükünün sadece Merkez Bankası’nın (para politikası) omuzlarında kalmadığını, maliye politikasının da bu sürece aktif olarak destek verdiğini gösterir. Bu politika koordinasyonu, dezenflasyon sürecinin başarısı için hayati önem taşır.
-
Kredi Notu İçin Pozitif Sinyal: Bu olumlu mali veriler, uluslararası kredi derecelendirme kuruluşlarının (Moody’s, Fitch, S&P) Türkiye’nin notunu değerlendirirken dikkate alacağı en önemli pozitif faktörlerden biridir. Kamu maliyesindeki bu iyileşme, gelecekteki olası bir kredi notu artırımı için zemini güçlendirmektedir.
Sonuç olarak, bu veriler Türkiye’nin makroekonomik yeniden dengeleme sürecinde doğru yolda ilerlediğini ve programın en önemli ayaklarından biri olan mali disiplinin başarıyla uygulandığını teyit etmektedir. Piyasalar, bu olumlu gelişmeyi Türkiye’nin risk primini düşüren ve TL varlıklara olan güveni artıran bir faktör olarak fiyatlayacaktır.