Vergi beyannamesi vermeyen veya geliriyle harcaması uyumsuz büyük ortaklara yönelik VDK’nın “gözetim programı” sonuç verdi. Bakan Şimşek, “Denetim oranlarını artırdık, çalışmalarımız sürecek” dedi.
Hazine ve Maliye Bakanlığı’na bağlı Vergi Denetim Kurulu Başkanlığı (VDK), büyük şirket ortağı olup vergi beyanında bulunmayan veya harcamaları geliriyle uyumsuz olan kişilere yönelik başlattığı “gözetim programı” ile kayıt dışılığa ağır bir darbe vurdu. Mayısta başlatılan program kapsamında mercek altına alınan 10 bin mükelleften, 15 milyar liralık vergi matrahı farkı ortaya çıkarıldı.
Yüksek Gelir Grupları Gözetim Programının Karnesi
Kategori | Detay |
Hedef Kitle | Büyük şirket ortağı, beyannamesiz veya geliriyle harcaması uyumsuz kişiler |
İzlemeye Alınan Kişi | 10.000 |
İlk Kez Beyanname Veren | ~1.000 kişi (1,2 Milyar TL matrah beyanı) |
Kâr Dağıtımı Yapan | ~1.000 kişi (5,9 Milyar TL matrah farkı) |
Kurumlar V. Matrahını Artıran | ~1.200 şirket (7,7 Milyar TL matrah artışı) |
Toplam Matrah Farkı | ~15 Milyar TL |
VDK, risk analizi çalışmaları sonucunda belirlediği, 2023-2024 döneminde gelir vergisi beyannamesi vermemiş ve harcama düzeyi geliriyle orantısız 10 bin büyük şirket ortağını “Yüksek Gelir Grupları Gözetim ve Uyum Programı” ile takibe aldı.
1.000 Kişi Hayatında İlk Kez Beyanname Verdi
Program kapsamında yapılan “görüşmeler ve yönlendirmeler” sonucunda, büyük şirket ortağı olmasına rağmen hiç gelir vergisi beyanında bulunmamış yaklaşık 1.000 mükellef, hayatlarında ilk kez beyanname vererek toplamda 1,2 milyar TL‘nin üzerinde bir matrah beyan etti.
Kâr Dağıtımı Teşvik Edildi
VDK müfettişleri, bu kişilerle yaptıkları görüşmelerde, şirketin kazancının ortağın kişisel serveti olmadığını, ortağa kaynak akışının ancak “kâr dağıtımı” (temettü) yoluyla yasal olarak yapılabileceğini vurguladı. Bu telkinler sonucunda, daha önce hiç kâr dağıtımı yapmamış veya sınırlı yapmış yaklaşık 1.000 mükellef, ortağı olduğu şirketlerde kâr dağıtımı kararı alarak 5,9 milyar liralık bir matrah farkının daha beyan edilmesini sağladı.
Ayrıca, programa dahil olan bazı mükellefler, ortağı oldukları 1.200 şirketin kurumlar vergisi matrahını da 7,7 milyar lira artırarak ek vergi ödedi.
Uyum Göstermeyene Denetim Yolda
Bakanlık, programa dahil olan mükelleflerin önemli bir bölümünün gönüllü uyum gösterdiğini, ancak uyum göstermeyenler için vergi denetim süreçlerinin başlatılacağını belirtti.
Bakan Şimşek: “Büyük Şirketleri Hedefledik”
Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek, konuyla ilgili yaptığı açıklamada, denetimlerde büyük şirketleri ve yüksek gelir gruplarını hedeflediklerini belirtti. Bakan Şimşek, “Geçen yıl incelenen büyük mükellef oranı yüzde 11 iken bu yıl yüzde 32’ye çıktı. Bir yandan bu mükelleflerin ödemesi gereken vergilerin tahsili sağlanırken diğer yandan vergide adaleti ve etkinliği artırıyoruz. Kayıt dışılıkla mücadeleye yönelik gözetim çalışmalarımız devam edecek,” dedi.
Finans Hattı Yorumu:
Hazine ve Maliye Bakanlığı’nın bu hamlesi, vergi denetiminde klasik “inceleme” mantığından, daha proaktif, veri analitiğine dayalı ve “gönüllü uyumu” teşvik eden modern bir yaklaşıma geçişin en somut örneğidir. Bu, “sopayı göstermeden havucu uzatma” stratejisidir ve ilk sonuçları itibarıyla oldukça başarılı görünüyor.
Bu programın başarısı, birkaç kilit noktada yatıyor:
-
Risk Odaklı Denetim: Bakanlık, tüm mükellefleri denetlemek yerine, elindeki verileri (tapu, araç kayıtları, banka hesapları, kredi kartı harcamaları vb.) analiz ederek en riskli 10 bin kişiyi belirlemiş. Bu, kaynakların en verimli şekilde kullanılmasıdır.
-
Davranışsal Ekonomi Yaklaşımı: Doğrudan ceza kesmek yerine, mükellefleri “görüşmeye” davet ederek onlara kuralları hatırlatmak ve “doğru olanı yapmaları için” bir fırsat tanımak, hem süreci hızlandırıyor hem de mükellef nezdinde daha az dirençle karşılaşıyor.
-
Şirket-Ortak Ayrımının Vurgulanması: VDK’nın, “şirketin parası ortağın parası değildir” ilkesini vurgulaması, Türkiye’deki patron şirketlerinin en temel kurumsal yönetim ve vergi sorunlarından birine parmak basıyor. Bu, sadece vergi geliri elde etmek değil, aynı zamanda şirketlerin finansal sağlığını ve şeffaflığını artırmaya yönelik de bir adımdır.
Bakan Şimşek’in büyük mükelleflere yönelik denetim oranını %11’den %32’ye çıkarma hedefi, vergi adaletini sağlama ve “vergiyi tabana yayma” söyleminin sadece küçük esnafı değil, en tepedekileri de kapsadığını göstermesi açısından kritik öneme sahiptir. Bu başarılı pilot uygulamanın, önümüzdeki dönemde daha geniş mükellef gruplarına da yayılması ve vergi gelirlerinde kalıcı bir artış sağlaması beklenir. Bu, dürüst vergi mükellefleri için adil bir rekabet ortamı yaratılması adına atılmış çok önemli bir adımdır.