TCMB’den Net Mesaj: “Enflasyon Bozulursa Sıkılaştırırız”, Para Politikası “İhtiyatlı” Olmaya Devam Edecek
Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası (TCMB), piyasaların merakla beklediği 11 Eylül tarihli Para Politikası Kurulu (PPK) toplantısının tutanaklarını yayımladı. Politika faizinin 250 baz puan indirilerek %40,5’e çekildiği toplantının ardındaki gerekçeleri ve gelecek döneme ilişkin sinyalleri içeren tutanaklarda, Eylül ayı enflasyonu üzerinde “hizmet” ve “gıda” fiyatlarının yukarı yönlü baskı yaratacağı öngörüsü öne çıktı.
TCMB, öncü verilere göre Eylül ayında enflasyonun ana eğiliminin “bir miktar yükselebileceğini” ima ederek, dezenflasyon sürecindeki zorluklara dikkat çekti.
Eylül Enflasyonunun İtici Güçleri: Okul ve Gıda
Tutanaklara göre, Eylül ayı enflasyonunu yukarı çekecek ana faktörler şunlar olacak:
-
“Okula Dönüş” Etkisi: Mevsimsel etkilerden arındırıldığında bile, aylık hizmet enflasyonunun “okula dönüş” etkisiyle artacağı belirtildi. Bu kapsamda;
-
Özel üniversite ücretleri, okul servis ücretleri ve yurt ücretlerindeki artışların, sırasıyla eğitim, ulaştırma ve lokanta-otel gruplarında fiyatları yükselteceği,
-
Bu hizmet kalemlerinde fiyatlamaların genellikle yılda bir kez yapılması nedeniyle artışların yüksek olabileceği vurgulandı.
-
-
Gıda Fiyatları: Öncü verilerin, kuraklık kaynaklı arz yönlü sorunların da etkisiyle gıda fiyatlarında “görece olumsuz” bir seyre işaret ettiği belirtildi. Özellikle sebze, beyaz et, yumurta, sıvı yağ ve süt ürünleri gibi kalemlerdeki artışlara dikkat çekildi.
Tutanaklarda, bu iki ana kalemin aksine, gıda dışındaki diğer tüketici kalemlerindeki artışın ise “daha ılımlı” bir seyir izlediği tespiti de yer aldı.
Para Politikasında “Şahin” Güvence Yineleniyor
TCMB, para politikasının gelecek seyrine ilişkin “şahin” (sıkı duruş yanlısı) mesajlarını da güçlü bir şekilde yineledi:
-
“Enflasyon Bozulursa Sıkılaştırırız”: Tutanaklarda, “Enflasyon görünümünün ara hedeflerden belirgin bir biçimde ayrışması durumunda, para politikası duruşu sıkılaştırılacaktır,” ifadesiyle, gerektiğinde yeniden faiz artırmaktan çekinilmeyeceği mesajı tekrarlandı.
-
“İhtiyatlı Yaklaşım”: Gelecekteki faiz adımlarının büyüklüğünün, “enflasyon görünümü odaklı, toplantı bazlı ve ihtiyatlı bir yaklaşımla” gözden geçirileceği belirtildi.
Finans Hattı Yorum:
TCMB’nin Eylül ayı PPK tutanakları, Banka’nın “ince ayarlı” ve “dengeli” iletişim stratejisinin bir devamı niteliğindedir. Tutanaklar, hem piyasaların faiz indirimi beklentisine neden yanıt verildiğini açıklıyor hem de bu gevşemenin “sınırsız” olmadığına dair net güvenceler sunuyor.
1. Eylül Enflasyonu İçin “Beklentiyi Yönetme” Hamlesi: Tutanakların en önemli işlevi, Ekim başında açıklanacak olan Eylül ayı enflasyon verisi için piyasaları “hazırlamaktır.” TCMB, “okula dönüş” ve “gıda” etkileriyle enflasyonun Eylül’de geçici olarak yükseleceğini şimdiden belirterek, bu verinin bir “panik” yaratmasının önüne geçmeye çalışıyor. Bu, “Evet, Eylül’de bir yükseliş göreceğiz ama bu beklenen, mevsimsel ve tek seferlik bir etki, ana trendimiz hala dezenflasyon” mesajını veren proaktif bir iletişim stratejisidir.
2. “Şahin Güvence” Neden Önemli?: Kredibilite ve TL’nin Çıpası
“Enflasyon bozulursa sıkılaştırırız” ifadesinin her karar metninde ve tutanakta ısrarla tekrarlanması, TCMB’nin en önemli “kredibilite çıpasıdır.” Bu mesaj, özellikle TL varlıklara yatırım yapan yabancı yatırımcılara, bankanın enflasyon hedefinden sapmayacağına ve TL’nin reel getirisini koruyacağına dair verdiği en güçlü taahhüttür. Bu güvence olmasaydı, faiz indirimleri TL üzerinde çok daha yıkıcı bir baskı yaratabilirdi.
3. Gıda ve Hizmetler: Dezenflasyonun “Aşil Topuğu”
Tutanaklarda bu iki kaleme özel vurgu yapılması, Türkiye’deki dezenflasyon sürecinin en zorlu ve en “yapışkan” cephelerinin burası olduğunu bir kez daha gösteriyor.
-
Hizmet Enflasyonu: Ücret artışlarına ve geçmiş enflasyona olan duyarlılığı nedeniyle “ataleti” yüksektir ve yavaş düşer.
-
Gıda Enflasyonu: İklim koşulları (kuraklık vb.) gibi arz yönlü şoklara çok açıktır.
TCMB’nin para politikası bu iki alanda sınırlı bir etkiye sahiptir, bu nedenle bu alanlarda fiyat istikrarının sağlanması için yapısal reformlara ve maliye politikası adımlarına olan ihtiyaç bir kez daha ortaya çıkmaktadır.
Sonuç olarak, PPK tutanakları TCMB’nin “kontrollü ve veri odaklı” gevşeme patikasında ilerlemeye devam edeceğini, ancak enflasyonun ana trendindeki herhangi bir bozulmaya karşı da “tetikte” olduğunu göstermektedir. Piyasalar, bu dengeli mesajı şimdilik pozitif okumaya devam edecektir.