Hakem Kurulu Son Sözü Söyledi: İlk Yıl İçin %11 ve %7 Zam, Sosyal Haklarda da İyileştirme Yapıldı
Milyonlarca memur ve memur emeklisinin 2026 ve 2027 yıllarındaki maaş artışlarını belirleyecek olan toplu sözleşme maratonunda son sözü Kamu Görevlileri Hakem Kurulu söyledi. Hükümet ile sendikalar arasında uzlaşı sağlanamamasının ardından devreye giren Kurul, kamu işveren heyetinin sunduğu zam teklifini kabul ederek 2 yıllık maaş artış oranlarını netleştirdi. Karara itiraz hakkı bulunmuyor.
Sayıştay Başkanı Metin Yener başkanlığında toplanan Kurul’un aldığı karara göre, memur maaşları ve memur emeklisi aylıklarına yapılacak zam oranları şu şekilde olacak:
-
2026 İlk 6 Ay: %11
-
2026 İkinci 6 Ay: %7
-
2027 İlk 6 Ay: %5
-
2027 İkinci 6 Ay: %4
Bu oranlara ek olarak, altı aylık dönemlerde gerçekleşen enflasyonun, yapılan zam oranını aşması durumunda aradaki farkın maaşlara yansıtılması uygulaması devam edecek.
Sosyal Haklarda da İyileştirmeler Yapıldı
Kurul, maaş zamlarının yanı sıra memurların sosyal ve mali haklarında da çeşitli iyileştirmeler yapılmasına karar verdi. Öne çıkan maddeler şunlar:
-
Taban Aylık Zammı: 2026 yılının ilk 6 ayı için verilen 1.000 TL’lik taban aylık zammı korundu.
-
İlave Ödeme Artışı: İlave ödemeden faydalanmayan genel idare ve yardımcı hizmetler sınıfındaki memurlara yönelik artış 8 puandan 10 puana çıkarıldı.
-
Yabancı Dil Tazminatı: Memurlara ödenen yabancı dil tazminatına %100 zam yapıldı.
-
Özel Güvenlik Görevlileri: Resmi ve dini bayramlardaki fazla çalışmaları için günlük 307 lira ödeme yapılacak.
-
Engelli Çocuk Yardımı: %50 artırımlı ödenen engelli çocuk aile yardımı ödeneğine ek olarak %10 artış yapıldı.
Finans Hattı Yorum:
Kamu Görevlileri Hakem Kurulu’nun kararı, sadece kamu çalışanlarının bütçesini değil, aynı zamanda Türkiye’nin makroekonomik dengelerini de doğrudan etkileyen kritik bir adımdır. Bu kararın ekonomi ve piyasalar için tercümesi şudur:
1. Bütçe Disiplini ve Enflasyonla Mücadele Vurgusu: Belirlenen zam oranları, hükümetin 2026 ve 2027 yılları için hedeflenen enflasyon patikasıyla büyük ölçüde uyumlu. Bu durum, ekonomi yönetiminin, popülist talepler yerine bütçe disiplinini ve dezenflasyon programını önceliklendirdiğini gösteren en net işarettir. Beklentilerin altında kalan bu oranlar, maaş artışları kaynaklı enflasyonist baskının sınırlı tutulacağı mesajını vererek, Merkez Bankası’nın elini güçlendiren bir gelişmedir.
2. İç Talep Üzerindeki Etkisi: Daha düşük maaş artışları, kamu harcamaları kaynaklı iç talep artışını sınırlayacaktır. Bu durum, ekonomideki “soğuma” sürecini destekleyerek, enflasyonun düşürülmesine ve cari açığın kontrol altında tutulmasına yardımcı olabilir. Ancak madalyonun diğer yüzünde, bu durum iç talebe dayalı büyüyen perakende gibi sektörler için bir miktar yavaşlama riski de taşıyabilir.
3. Piyasa Algısı ve Öngörülebilirlik: Hakem Kurulu kararının hükümetin teklifi doğrultusunda çıkması, piyasalar tarafından ekonomi yönetiminin programına olan bağlılığın bir teyidi olarak algılanacaktır. 2 yıllık bir yol haritasının belirlenmiş olması, kamu maliyesine ilişkin belirsizlikleri azaltarak öngörülebilirliği artırır. Bu durum, yabancı yatırımcı algısı ve Türkiye’nin kredi risk primi (CDS) üzerinde olumlu bir etki yaratma potansiyeli taşır.
4. Memur ve Emekli Nezdindeki Karşılığı: Belirlenen zam oranları, yüksek enflasyonist bir dönemden geçen memur ve emeklilerin beklentilerinin altında kalmıştır. Bu durum, kamu çalışanlarının alım gücünün korunması konusunda tartışmaları beraberinde getirecektir. Bu noktada, enflasyon farkının ödenmeye devam edecek olması, alım gücünün en azından hedeflenen enflasyon karşısında ezilmesini önleyecek en önemli güvence mekanizması olarak öne çıkmaktadır.