Yatırım Bankası Devinden OVP’ye Onay, Yıl Sonu Faiz Beklentisi %37, “TL Taşıma Ticareti Cazip Kalacak”
Dünyanın en büyük yatırım bankalarından Morgan Stanley, analistlerinin Ankara ve İstanbul’a yaptığı ziyaretlerin ardından Türkiye ekonomisine yönelik kapsamlı bir değerlendirme raporu yayımladı. Raporun ana mesajı netti: Son dönemde yaşanan “siyasi gürültüye” rağmen, Türkiye’nin makroekonomik politika yolu sağlamlığını koruyor ve hükümetin açıkladığı Orta Vadeli Program (OVP), dezenflasyon ve mali disipline olan bağlılığı teyit ediyor.
Morgan Stanley analistleri, OVP’de ortaya konan düşük büyüme ve kademeli dezenflasyon patikasının, ekonomi yönetiminin önceliğinin fiyat istikrarı olduğunu gösterdiğini belirtti. Raporda, özellikle 2025’in ikinci çeyreğinden itibaren beklenen ek mali sıkılaşma adımlarının, iç talebi dizginleyerek enflasyonla mücadeleye önemli bir destek sağlayacağı vurgulandı.
TCMB’nin Elindeki Araçlar Yeterli
Analistler, Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası’nın (TCMB) elindeki araç setine de güvendiklerini belirtti. Raporda, TCMB’nin;
-
Güçlenen rezervleri,
-
Politika faizi ve
-
Makroihtiyati tedbirler
gibi araçlarla, döviz kuru oynaklığını yönetmek ve dolarizasyon risklerini kontrol altında tutmak için yeterli güce sahip olduğunun altı çizildi.
Faiz İndirimleri Kademeli Olacak, “Carry Trade” Fırsatı Sürüyor
Morgan Stanley, TCMB’nin faiz indirim döngüsünde aceleci davranmayacağını ve kademeli bir patika izleyeceğini öngördü:
-
2025 Yıl Sonu Politika Faizi Beklentisi: %37
-
2026 Yıl Sonu Politika Faizi Beklentisi: %26
Bu “yüksek faiz” ortamının bir süre daha devam edeceğini öngören banka, kısa vadeli USD/TRY “carry trade” (taşıma ticareti) işlemlerinin, yani dolar satıp TL’ye yatırım yaparak faiz farkından getiri elde etme stratejisinin, yatırımcılar için cazip kalmaya devam edebileceğini belirtti.
Finans Hattı Yorum:
Morgan Stanley gibi küresel sermayenin en önemli yönlendiricilerinden birinin, özellikle siyasi çalkantıların yaşandığı bir dönemde Türkiye’ye gelip, sahadaki temaslarının ardından bu denli “pozitif” ve “güven tazeleyici” bir rapor yayımlaması, son derece önemli ve stratejik bir gelişmedir.
1. “Siyasi Gürültü” ve “Ekonomik Sinyal” Ayrımı: Raporun en kritik mesajı, Morgan Stanley’in son dönemde yaşanan siyasi gelişmeleri (CHP kongre krizi vb.) kalıcı bir risk faktörü olarak görmediği ve bunları geçici bir “siyasi gürültü” olarak nitelendirdiğidir. Banka, bunun yerine, ekonomi yönetiminin uyguladığı politikaların tutarlılığına (ekonomik sinyal) odaklanmayı tercih ediyor. Bu, uluslararası “akıllı paranın”, Türkiye’yi değerlendirirken kısa vadeli siyasi dalgalanmalardan çok, orta ve uzun vadeli makroekonomik programa odaklandığının en net kanıtıdır.
2. OVP, “Uluslararası Onay” Aldı: Morgan Stanley’in OVP’yi “dezenflasyon ve mali konsolidasyona bağlılığın işareti” olarak yorumlaması, programın uluslararası finans çevreleri tarafından da “kredibilitesi yüksek” ve “gerçekçi” bulunduğunu gösteriyor. Bu, programın en önemli hedeflerinden biri olan “öngörülebilirliği artırma” ve “yatırımcı güvenini tesis etme” konusunda başarılı olduğunun bir teyididir.
3. “Carry Trade” Vurgusu Neden Önemli?
Bir yatırım bankasının açıkça “carry trade cazip kalabilir” demesi, Türkiye’ye yönelik “sıcak para” akışının devam edebileceğine dair güçlü bir sinyaldir. Bu durum;
-
TL’nin istikrarını destekler.
-
TCMB’nin rezerv biriktirme politikasını kolaylaştırır.
-
Borsa İstanbul ve devlet tahvillerine olan yabancı ilgisini canlı tutar.
Ancak bu aynı zamanda, TCMB’nin faiz indirimlerinde aşırı “güvercin” davranması durumunda bu “sıcak paranın” hızla geri çıkabileceği riskini de barındırır. Morgan Stanley’in “kademeli” indirim beklentisi de tam olarak bu riske işaret etmektedir.
4. Yatırımcı İçin Anlamı: Bu rapor, Türkiye’ye yatırım yapan veya yapmayı düşünen hem yerli hem de yabancı yatırımcılar için güçlü bir “pozitif teyit” niteliğindedir. Uygulanan ekonomi programının, küresel finans devleri tarafından da desteklendiğini ve doğru yolda görüldüğünü göstermektedir. Bu durum, Türkiye’nin risk priminin (CDS) düşmeye devam etmesi ve uluslararası kredi derecelendirme kuruluşlarından beklenen not artışlarının gelmesi için de olumlu bir zemin hazırlamaktadır.