Katar Başbakanı: “Bu Devlet Terörüdür, Bölgeden Toplu Bir Yanıt Gelecek”, Barış Görüşmeleri Çöktü
İsrail’in, barış görüşmelerinin yürütüldüğü Katar’ın başkenti Doha’da Hamas liderlerini hedef alan saldırısı, Ortadoğu’yu yeni ve çok daha tehlikeli bir krizin eşiğine getirdi. Saldırının ardından en sert tepkiyi gösteren Katar, Pazar ve Pazartesi günleri acil bir Arap-İslam zirvesine ev sahipliği yapacağını duyurdu. Bu zirvenin, İsrail’e karşı “toplu bir yanıtı” görüşmek üzere düzenlendiği belirtilirken, bölgede tansiyon son yılların en yüksek seviyesine tırmandı.
Katar Başbakanı ve Dışişleri Bakanı Şeyh Muhammed bin Abdurrahman Al-Thani, ABD medyasına yaptığı şok açıklamalarda, İsrail saldırısını “devlet terörü” ve “vahşi bir eylem” olarak nitelendirerek, “İhanete uğradık. Bölgeden bir yanıt gelecek. Bu yanıt şu anda bölgedeki diğer ortaklarla istişare ve değerlendirme aşamasında,” dedi.
Barış Görüşmeleri Resmen Çöktü
Al-Thani, İsrail Başbakanı Netanyahu’yu “zamanlarını boşa harcamakla” ve “hiçbir konuda ciddi olmamakla” suçlayarak, arabuluculuk yaptıkları ateşkes ve esir takası görüşmelerinin fiilen çöktüğünü ima etti. “Netanyahu’nun dün yaptığı şey, o esirler için kalan son umudu da yok etti,” diyen Katar Başbakanı, gelecekteki görüşmelere katılımlarını yeniden gözden geçireceklerini belirtti.
Saldırıda, Hamas’ın Gazze liderlerinden Halil el-Hayya’nın oğlu da dahil olmak üzere 5 Hamas üyesi ve 1 Katarlı güvenlik görevlisi hayatını kaybetmişti.
Bölgesel “Toplu Tepki” Ne Olabilir?
Katar’ın çağrısıyla toplanacak olan Arap-İslam zirvesinden ne tür bir “toplu tepki” çıkacağı, şimdi piyasaların ve dünya başkentlerinin en çok merak ettiği konu. Al-Thani, “İsrail’i bu zorbalığı sürdürmekten caydıracak anlamlı bir şey olmasını umuyoruz,” diyerek, sadece kınamanın ötesinde somut adımlar atılabileceğinin sinyalini verdi.
Finans Hattı Yorum:
İsrail’in Doha saldırısı ve ardından Katar’ın Arap-İslam dünyasını acil zirveye çağırması, küresel enerji piyasaları ve finansal istikrar için bir “kırmızı alarmdır.” Bu, sadece yerel bir çatışma değil, küresel sonuçları olabilecek bir “jeopolitik depremdir”.
1. “Oyun Değiştirici” Hamle ve Yayılma Riski: İsrail’in, bölgedeki en önemli diplomatik arabulucu ve ABD’nin kilit askeri müttefiki olan Katar’ın kalbinde bir operasyon düzenlemesi, savaşın kurallarını yeniden yazan, son derece riskli ve “oyun değiştirici” bir adımdır. Bu, çatışmanın Gazze’den çıkıp, Körfez’e ve potansiyel olarak tüm Ortadoğu’ya yayılma (spillover) riskini en üst seviyeye çıkarmıştır.
2. Petrol Piyasaları İçin “En Kötü Senaryo” Masada: Finansal piyasalar için bu olayın en somut ve en hızlı etkisi petrol fiyatları üzerinde görülecektir.
-
Hürmüz Boğazı Riski: Katar, dünyanın en büyük LNG (sıvılaştırılmış doğal gaz) ihracatçılarından biridir ve Hürmüz Boğazı’nın güvenliği için hayati bir ülkedir. Bölgedeki istikrarsızlık, dünyanın petrol ve gaz sevkiyatının üçte birinin geçtiği bu kritik su yolunun güvenliğine yönelik endişeleri patlatır.
-
“Jeopolitik Risk Primi” Tavan Yapacak: Bu gelişmeler, ham petrol fiyatlarına eklenen “jeopolitik risk primini” anında ve keskin bir şekilde yükseltecektir. Brent petrol fiyatlarında çift haneli sıçramalar ve 100 doların üzerindeki seviyelerin yeniden test edilmesi, artık sürpriz olmayacaktır.
3. Arap-İslam Zirvesinden Ne Çıkabilir? “Petrol Silahı” Geri mi Dönüyor?
Zirveden çıkabilecek “toplu yanıt”, diplomatik kınamaların ötesine geçebilir. Masadaki en radikal, ancak en etkili seçenek, 1973’teki gibi bir “petrol ambargosu” veya üretimin sembolik de olsa kısılmasıdır. Böyle bir adımın atılma ihtimali düşük olsa da, sadece tartışılması bile petrol piyasalarında büyük bir panik yaratmak için yeterlidir. Daha olası senaryolar ise, İsrail ile ilişkilerin seviyesinin düşürülmesi, ekonomik ve siyasi yaptırımlar olabilir.
Piyasalar, bu hafta sonu Doha’dan gelecek olan zirve sonuçlarını ve “toplu yanıtın” ne olacağını nefesini tutarak bekleyecektir. Bu gelişme, Ortadoğu’daki belirsizliği ve dolayısıyla küresel piyasalardaki volatiliteyi son yılların en yüksek seviyesine çıkarmıştır.