Jeopolitik Riskler Fiyatları Desteklese de, Piyasalar Olası Bir Arz Fazlasından Endişeli
Petrol fiyatları, bir önceki seanstaki jeopolitik kaynaklı yükselişin ardından, sonbahar mevsimine girerken küresel yakıt talebinin zayıflayacağına dair artan endişelerle yönünü aşağı çevirdi. Piyasalar, Rusya-Ukrayna geriliminin yarattığı arz riskleri ile yılın ilerleyen dönemlerinde ortaya çıkabilecek potansiyel bir arz fazlası riski arasında sıkışmış bir görüntü sergiliyor.
Önceki seansta Ukrayna’nın Rus enerji altyapısına yönelik saldırıları ve barış görüşmelerinin çıkmaza girdiği haberleriyle yükselen ham petrol fiyatları, bugün kâr satışlarıyla karşılaştı:
-
Brent Ham Petrolü: Varil başına %0,6 düşüşle 68,20 dolara geriledi.
-
Batı Teksas Ham Petrolü (WTI): Varil başına %0,54 düşüşle 64,26 dolara indi.
Piyasayı Şekillendiren İki Zıt Güç
Mevcut fiyat hareketlerini iki ana dinamik şekillendiriyor:
-
Destekleyici Faktör (Jeopolitik Risk): ING analistlerinin de belirttiği gibi, “Barış anlaşmasına yönelik ilerleme eksikliği, yaptırım ve ikincil tarifeler risklerinin petrol piyasası üzerinde devam etmesi anlamına geliyor.” Ukrayna’nın Rus rafinerilerine ve limanlarına yönelik saldırılarının devam etmesi, küresel petrol arzına yönelik somut bir tehdit oluşturarak fiyatlar için bir “taban” oluşturuyor ve jeopolitik risk primini yüksek tutuyor.
-
Baskılayıcı Faktör (Arz-Talep Dengesi Endişeleri): Piyasalar, bu jeopolitik risklere rağmen fiyatlardaki yükselişi sınırlıyor. Bunun arkasındaki temel neden ise yılın ilerleyen aylarında ve 2026’da ortaya çıkabilecek potansiyel bir “arz fazlası” korkusu. Kuzey Yarımküre’de yaz sürüş sezonunun sona ermesi ve ekonomik aktivitedeki genel yavaşlama, talebin düşeceği beklentisini güçlendiriyor.
Finans Hattı Yorum:
Petrol piyasası, adeta iki zıt akıntının ortasında kalmış bir gemi gibi yön bulmaya çalışıyor. Bu karmaşık tablo, yatırımcılar için de belirsizlik anlamına geliyor.
1. “Şimdi” ve “Sonra” Arasındaki Savaş: Piyasalar şu anda “şimdi”nin jeopolitik riskleri ile “sonra”nın ekonomik endişelerini aynı anda fiyatlamaya çalışıyor. “Şimdi”nin hikayesi, arz şoku riskleriyle dolu ve fiyatları yukarı itiyor. Ancak “sonra”nın hikayesi, zayıflayan talep ve potansiyel arz fazlasıyla ilgili ve fiyatları aşağı çekiyor. Bugün yaşanan düşüş, piyasanın “sonra”ya dair endişelerinin, “şimdi”nin risklerinden bir miktar daha ağır bastığını gösteriyor.
2. Talep Tarafı Zayıf Halka: Küresel ekonominin genelindeki yavaşlama sinyalleri (Çin’in beklentilerin altındaki performansı, Avrupa’daki durgunluk, ABD’deki faizlerin gecikmeli etkileri vb.), petrol talebinin geleceğine dair en büyük soru işaretini oluşturuyor. Talep tarafında ikna edici bir canlanma görülmediği sürece, petrol fiyatlarının 70 doların üzerinde kalıcı bir şekilde tutunması zor görünüyor.
3. OPEC+ Faktörü Göz Ardı Edilmemeli: Bu denklemin en önemli değişkenlerinden biri de OPEC+ kartelidir. Eğer piyasada bir arz fazlası oluşmaya başlarsa ve fiyatlar istenmeyen seviyelere gerilerse, Suudi Arabistan ve Rusya’nın liderliğindeki OPEC+’nın yeni üretim kesintileriyle piyasaya müdahale etme olasılığı her zaman masadadır. Bu potansiyel müdahale, fiyatlardaki sert düşüşleri sınırlayan en önemli “güvenlik ağı” işlevini görmektedir.
Sonuç olarak, petrol piyasasının kısa vadede jeopolitik haber akışlarına bağlı olarak dalgalı bir seyir izlemeye devam etmesi bekleniyor. Ancak orta vadeli yönü, küresel ekonominin sağlığına ve merkez bankalarının para politikalarına bağlı olacak.