Alüminyumda Arz Endişeleri Devrede: Çin’in Karbon Politikası Fiyatları Destekliyor
“Dr. Copper” olarak bilinen ve küresel ekonominin sağlığına dair en önemli öncü gösterge olarak kabul edilen bakır fiyatları, haftayı kazançla kapatmaya hazırlanıyor. Fiyatlardaki yükselişin arkasındaki ana itici güç, elektrikli araçlar, rüzgar türbinleri ve güneş panelleri gibi yeşil enerji altyapısına yönelik artan devasa yatırımlar oldu. Bu yapısal talep artışı, madencilik sektöründe de stratejik bir dönüşümü tetikliyor.
-
Londra Metal Borsası’nda (LME) üç ay vadeli bakır, %0,3 artışla ton başına 9.847,50 dolara yükselerek haftalık kazancını %0,53’e taşıdı.
-
Şanghay Vadeli İşlemler Borsası’nda (SHFE) ise bakır kontratı, %0,43 artışla 79.160 yuana (11.066,84 $) ulaştı.
Altın Devi Rotayı Bakıra Çevirdi
Bakıra yönelik bu uzun vadeli pozitif beklentinin en somut örneği, madencilik sektöründen gelen bir haberle pekişti. Güney Afrika’nın önde gelen altın üreticilerinden Harmony Gold, stratejik olarak bakıra yönelişini hızlandırdığını duyurdu. Şirket, Ekim ayında Avustralyalı madenci Mac Copper‘ı satın alma işlemini tamamlayarak, bakır varlıklarını önemli ölçüde büyütecek. Bu hamle, geleneksel madencilik devlerinin bile geleceğin metalinin bakır olduğunu gördüğünü ve bu alanda pozisyon almak için agresif adımlar attığını gösteriyor.
Alüminyumda Çin Faktörü ve Arz Sıkıntısı
Hafif metal alüminyum da, arz tarafındaki endişelerle güçlü bir destek buldu. Dünyanın en büyük üreticisi olan Çin’in, enerji tüketimini ve karbon emisyonlarını azaltmak amacıyla yurt içindeki izabe (ergitme) tesisi kapasitesini sınırlamayı hedefleyen yeni politikası, küresel alüminyum arzında bir sıkışıklık yaratacağı beklentisini doğurdu.
ANZ analistlerine göre, bu kısıtlamalar Çin’in düşük maliyetli üretimini sınırlarken, yüksek küresel enerji fiyatları da dünyanın başka yerlerinde yeni kapasite yatırımlarının önünü kesiyor. Bu “çift taraflı” arz baskısı, alüminyum fiyatlarını yukarı yönlü destekliyor. LME’de alüminyum fiyatları %0,23 artışla 2.611 $/ton seviyesinden işlem gördü.
Diğer Metallerde Karışık Seyir
-
LME: Kurşun, kalay ve çinko hafif artıda, nikel ise hafif ekside işlem gördü.
-
SHFE: Nikel ve kalay yükselirken, kurşun ve çinko düşüş kaydetti.
Finans Hattı Yorum:
Bugünkü metal piyasası verileri, emtia piyasalarında artık kısa vadeli makroekonomik dalgalanmalardan çok, uzun vadeli ve yapısal trendlerin fiyatları şekillendirmeye başladığını gösteriyor.
1. Bakırın Yeni Hikayesi: “Yeşil Enflasyon”
Bakır, artık sadece inşaat ve sanayi üretiminin bir göstergesi değil, aynı zamanda “yeşil dönüşümün” en temel metali konumunda. Elektrikli bir araç, geleneksel bir araca göre yaklaşık dört kat daha fazla bakır içerir. Rüzgar ve güneş enerjisi santralleri, devasa miktarda bakır kablolama gerektirir. Bu, bakır için önümüzdeki 10-20 yıl boyunca devam edecek yapısal ve neredeyse “garanti” bir talep artışı anlamına geliyor. Harmony Gold gibi bir altın devinin bile bakıra yatırım yapması, bu mega trendin ne kadar güçlü olduğunun bir teyididir.
2. Alüminyumda “Yeşil Politika” Etkisi:
Çin’in alüminyum üretimini kısmaya yönelik politikası, “yeşil” hedeflerin emtia piyasalarını nasıl doğrudan etkileyebileceğinin mükemmel bir örneğidir. Alüminyum üretimi, son derece enerji yoğun bir süreçtir. Çin’in karbon emisyon hedeflerine ulaşmak için bu sektöre getireceği kısıtlamalar, kaçınılmaz olarak küresel arzı daraltacak ve fiyatları yukarı itecektir. Bu, “yeşil politikaların” yarattığı bir “arz şoku” olarak okunabilir.
3. Madencilik Sektöründe Konsolidasyon Kaçınılmaz:
Yeşil dönüşümün gerektirdiği devasa metal talebini karşılayacak yeterli sayıda yeni maden projesi bulunmuyor. Yeni bir madeni keşfetmek, izinlerini almak ve üretime geçirmek 10-15 yıl sürebiliyor. Bu nedenle, büyük madencilik şirketleri (BHP, Rio Tinto gibi) organik olarak büyümek yerine, mevcut bakır varlıklarına sahip daha küçük şirketleri satın alarak (M&A yoluyla) pozisyonlarını güçlendirmeye çalışacaklar. Harmony Gold’un Mac Copper’ı alması, önümüzdeki dönemde sektörde görmeyi beklediğimiz konsolidasyon dalgasının sadece bir başlangıcıdır. Bu durum, özellikle bakır rezervi olan küçük ve orta ölçekli madencilik şirketlerini potansiyel birer “devralma hedefi” haline getiriyor.