Yeni Siparişler ve Yatırım Beklentileri Güveni Destekledi, Kapasite Kullanım Oranı %74’e Yükseldi
Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası’nın (TCMB) Ekim ayı İktisadi Yönelim Anketi ve imalat sanayi kapasite kullanım oranı verileri, reel sektörün ekonominin geleceğine dair güveninin ve üretim temposunun arttığını ortaya koydu.
Reel Kesim Güven Endeksi Yükselişte
Mevsimsellikten arındırılmış Reel Kesim Güven Endeksi (RKGE-MA), bir önceki aya göre 1,2 puan artarak 102,0 seviyesine çıktı. Endeksin 100’ün üzerinde değer alması, ekonomik faaliyete ilişkin iyimser bir görünüme işaret ediyor.
Endeksi oluşturan anket sorularına verilen yanıtlara göre, reel sektörde özellikle şu konularda iyimserlik arttı:
-
Mevcut toplam sipariş miktarı
-
Gelecek üç aydaki istihdam ve üretim hacmi beklentileri
-
Genel gidişat beklentisi
-
Sabit sermaye yatırımı beklentisi
-
İhracat siparişleri beklentisi
Endeksi aşağı çeken tek kalem ise “son üç aydaki toplam sipariş miktarı” oldu.
İmalat Sanayinde Çarklar Hızlandı
Anketle birlikte açıklanan bir diğer önemli veri olan imalat sanayi kapasite kullanım oranında da artış yaşandı. İmalat sanayi genelinde mevsimsel etkilerden arındırılmış Kapasite Kullanım Oranı (KKO-MA), bir önceki aya göre 0,2 puan artarak %74,0 oldu.
Bu artış, sanayi firmalarının mevcut fiziki kapasitelerini bir önceki aya göre daha yüksek bir oranda kullandığını, yani üretimin ve talebin canlandığını gösteriyor.
Finans Hattı Yönelim: TCMB’nin Ekim ayı anketlerinden gelen bu sonuçlar, Türkiye ekonomisinin reel sektörü için son derece pozitif ve umut verici sinyaller içeriyor. Özellikle Reel Kesim Güven Endeksi’nin 102 seviyesine yükselmesi, sanayicilerin geleceğe daha iyimser baktığını, yeni siparişler aldığını, yatırım ve istihdam planları yaptığını gösteriyor. Bu, ekonomik aktivitede bir canlanmanın habercisi olarak okunabilir.
Kapasite Kullanım Oranı’ndaki artış da bu güveni teyit eden somut bir veri. %74’lük oran, fabrikalardaki çarkların bir önceki aya göre daha hızlı döndüğünü ve talebin arttığını ortaya koyuyor. Bu iki verinin aynı anda pozitif gelmesi, son dönemde uygulanan ekonomi politikalarının ve sağlanan teşviklerin reel sektörde karşılık bulmaya başladığı şeklinde yorumlanabilir.
Bu veriler, özellikle üçüncü çeyrek büyüme rakamları için de olumlu bir beklenti yaratmaktadır. Reel sektördeki bu güven ve üretim artışı eğiliminin devam etmesi, Türkiye ekonomisinin 2025 yılını güçlü bir şekilde tamamlamasına ve 2026 yılına daha sağlam bir başlangıç yapmasına olanak tanıyabilir. Piyasaların, ekonominin sağlığına dair bu önemli öncü göstergeleri olumlu karşılaması beklenir.

