Zayıf talep nedeniyle yeni siparişler ve üretim gerilerken, Liradaki değer kaybı maliyet enflasyonunu yeniden ateşledi. Gıda dışındaki tüm sektörler yavaşladı.
Ekonomik büyümenin nabzını tutan İstanbul Sanayi Odası (İSO) Türkiye İmalat PMI (Satın Alma Yönticileri Endeksi), Eylül ayında imalat sektöründeki yavaşlamanın endişe verici bir şekilde devam ettiğini ortaya koydu. Ağustos’ta 47,3 olan manşet PMI, Eylül’de 46,7‘ye gerileyerek, sektördeki daralma eğiliminin 1,5 yıla ulaştığını tescilledi.
Eylül Ayı İmalat Sanayi Karnesi
Gösterge | Eylül Değeri | Durum / Sinyal |
Manşet PMI | 46,7 | Daralma 18. ayına girdi (50 eşiğinin altında) |
Yeni Siparişler | Geriledi | Zorlayıcı talep koşulları sürüyor |
Üretim | Belirgin Düşüş | – |
İstihdam | Belirgin Düşüş | Firmalar yeni alım konusunda isteksiz |
Maliyet Enflasyonu | Yükseldi | Son 3 ayın en keskin hızı (Neden: Kurdaki zayıflık) |
Satış Fiyatları | Yükseldi | Nisan’dan bu yana en hızlı artış |
Eşik değer olan 50,0’nin altındaki her rakamın sektörde daralmaya işaret ettiği ankete göre, imalat sanayindeki faaliyet koşulları Eylül’de daha da bozuldu.
Talep Zayıf, Enflasyon Yüksek
Anket sonuçları, firmaların hem iç hem de dış pazarda zorlayıcı talep koşullarıyla mücadele ettiğini gösterdi. Bu durum, yeni siparişlerin ve ihracatın daha da yavaşlamasına, dolayısıyla üretimin belirgin bir şekilde düşmesine neden oldu.
Üretimdeki düşüşe rağmen, maliyet baskıları ise devam etti. TL’deki zayıflığın etkisiyle girdi maliyetleri enflasyonu son üç ayın en keskin hızına ulaşırken, firmalar da bu artışı satış fiyatlarına yansıtmak zorunda kaldı. Nihai ürün fiyatları, Nisan ayından bu yana en hızlı artışını kaydetti.
İş yüklerindeki azalma nedeniyle firmalar yeni personel alımı yapmaktan kaçınırken, üretim için yeni girdi almak yerine mevcut stoklarını eritmeyi tercih etti.
S&P Global Market Intelligence Ekonomi Direktörü Andrew Harker, “Eylül ayı sonuçlarında tanıdık temalar ön plana çıktı. Talep koşulları zorlayıcı olmaya devam etti ve buna bağlı olarak üretim, istihdam ve satın alma faaliyetleri düşüş sergiledi,” dedi.
Tek Canlanan Sektör ‘Gıda’ Oldu
Sektörel bazda bakıldığında ise tablo daha da netleşti. İncelenen 10 sektörden gıda ürünleri hariç tamamı, yeni sipariş almakta zorlandı. En sert daralma ise yine tekstil sektöründe yaşandı.
-
Gıda Sektörü: Yeni siparişlerde son 19 ayın en keskin artışını kaydederek hem üretimini hem de istihdamını artıran tek sektör oldu. Ancak bu sektörde de maliyet ve satış fiyatları enflasyonu son 11 ayın zirvesine çıktı.
-
Tekstil Sektörü: Hem üretimde hem de yeni siparişlerde en sert düşüşü yaşadı. Talebi canlandırmak için üst üste yedinci ayda da fiyatlarında indirime giden tek sektör oldu.
-
Diğer Sektörler: Gıda dışındaki tüm sektörler üretim ve istihdamda daralma yaşadı.
Finans Hattı Yorumu:
Eylül ayı PMI verisi, Türkiye ekonomisi için bir “stagflasyon” (durgunluk içinde enflasyon) riskinin ne kadar somut ve yakın olduğunu gösteren en net alarm sinyalidir. Bu rapor, iki tehlikeli trendin aynı anda yaşandığını ortaya koyuyor.
-
Talep Çöküşü ve Üretim Durgunluğu: PMI’ın 18 aydır aralıksız 50 eşiğinin altında kalması, imalat sanayinin kronik bir talep sorunu yaşadığını ve uzun süreli bir daralma döngüsüne girdiğini gösteriyor. Sıkı para politikası ve azalan alım gücü, iç talebi baskılarken, küresel yavaşlama da ihracat pazarlarını zayıflatıyor. İstihdam ve satın alma faaliyetlerindeki düşüş, firmaların geleceğe yönelik beklentilerinin de olumsuz olduğunun bir kanıtıdır.
-
Maliyet Enflasyonu Geri Döndü: Ekonomideki bu soğumaya rağmen, hem girdi maliyetlerinin hem de nihai ürün fiyatlarının son ayların en hızlı artışını kaydetmesi, enflasyonla mücadelenin ne kadar zorlu olduğunu gösteriyor. TL’deki değer kaybı, ithal girdi maliyetleri üzerinden sanayiciye, sanayiciden de nihai ürün fiyatları üzerinden tüketiciye yansımaya devam ediyor. Bu, “maliyet-enflasyon sarmalı” riskini canlı tutuyor.
-
Sektörel Ayrışmanın Anlamı: Gıda sektörünün pozitif ayrışması, bu sektörün “zorunlu tüketim” niteliği taşıması ve talebinin esnek olmamasından kaynaklanıyor. Ancak tekstil gibi “ihtiyari tüketime” dayalı ve ihracat odaklı bir sektörün hem talep hem de fiyatlama gücünü tamamen kaybetmesi, ekonomideki yavaşlamanın derinliğini göstermesi açısından çok daha endişe vericidir.
Merkez Bankası İçin İkilem:
Bu tablo, TCMB’yi son derece zor bir politika ikilemiyle karşı karşıya bırakıyor:
-
Bir yanda, 18 aydır daralan ve resesyona sürüklenen bir sanayi sektörü var ki bu durum faiz indirimini gerektirir.
-
Diğer yanda ise, kur etkisiyle yeniden alevlenen bir maliyet enflasyonu var ki bu da sıkı duruşun devamını zorunlu kılar.
Sonuç olarak PMI raporu, ekonominin bir yandan durgunluk, diğer yandan yüksek maliyet enflasyonu ile aynı anda boğuştuğu zorlu bir döneme girildiğini gösteriyor. Ekonomi yönetiminin bu iki zıt soruna aynı anda çözüm bulması, önümüzdeki dönemin en büyük sınavı olacak.