Borsa İstanbul’daki yatırımcı sayısı 11 milyona ulaşırken, SPK Başkanı “piyasa bozucu eylemlere karşı proaktif önlemler aldıklarını” vurguladı. TSPB Başkanı ise “WhatsApp ve Telegram’dan tüyo almayın” uyarısı yaptı.
Uluslararası Menkul Kıymetler Komisyonu (IOSCO) tarafından organize edilen ve Türkiye’de SPK, Borsa İstanbul ve Türkiye Sermaye Piyasaları Birliği (TSPB) iş birliğinde düzenlenen 9. Dünya Yatırımcı Haftası, Borsa İstanbul’da gerçekleştirilen gong töreniyle başladı. Açılış töreninde konuşan Sermaye Piyasası Kurulu (SPK) Başkanı İbrahim Ömer Gönül, hem piyasadaki rekor yatırımcı artışına dikkat çekti hem de kripto varlıklardan piyasa manipülasyonuna kadar birçok konuda önemli mesajlar verdi.
SPK Başkanı Gönül’ün Açıklamalarından Satır Başları
Konu | Gönül’ün Mesajı |
Kripto Varlıklar | “Kurulumuz tarafından düzenleme getirilmiş ve bu düzenleme son aşamasına gelmiştir.“ |
Yatırımcı Sayısı | Toplamda 11 milyon, pay senedinde 6,4 milyon seviyesinde. |
Yatırımcıya Tavsiye | “Kısa vadeli kazançlar peşinde koşmak yerine uzun vadeli bakış açısıyla yatırım yapmak sizler için daha faydalı.” |
Piyasa Denetimi | “Etkin denetimler yapıyor, piyasa bozucu eylemlere karşı proaktif önlemler alıyoruz.“ |
Halka Arzlar | Bu yıl 14 şirket halka arz oldu, sene sonuna kadar sayının artması planlanıyor. |
SPK Başkanı Gönül, sürdürülebilirlik, yapay zeka ve kripto varlıkların artık sermaye piyasalarının ayrılmaz bir parçası olduğunu belirterek, merakla beklenen kripto varlık düzenlemesinin “son aşamasına geldiğini” ilk kez bu kadar net bir dille ifade etti.
TSPB Başkanı’ndan “Telegram ve WhatsApp” Uyarısı
TSPB Yönetim Kurulu Başkanı Pamir Karagöz ise konuşmasında, yatırımcı sayısındaki rekor artışa dikkat çekti. Pay senedi yatırımcı sayısının 6,4 milyona ulaştığını, özellikle gençlerin ve kadınların piyasaya olan ilgisinin arttığını belirtti. Karagöz, 2019’da 40 yaş altı yatırımcıların oranı %27 iken, bugün bu oranın %48’e fırladığını vurguladı.
Yatırım fonları ve emeklilik fonları dahil toplam portföy büyüklüğünün Ağustos sonu itibarıyla 10 trilyon liraya ulaştığını açıklayan Karagöz, yatırımcıları dolandırıcılara karşı da uyardı.
“Özellikle WhatsApp ve Telegram gibi iletişim uygulamaları aracılığıyla kendilerini aracı kurum yöneticisi olarak tanıtan birçok dolandırıcılık vakası yaşanıyor,” diyen Karagöz, yatırımcıların bu tür gruplarda verilen “tüyo”lara itibar etmemesi ve lisanslı kurumlar dışında kimseden tavsiye almaması gerektiğini söyledi.
Finans Hattı Yorumu:
Dünya Yatırımcı Haftası’nın açılışında verilen mesajlar, Türkiye sermaye piyasalarının hem yaşadığı muazzam büyümeyi hem de bu büyümenin getirdiği yeni riskleri ve sorumlulukları net bir şekilde ortaya koyuyor.
-
Kripto Düzenlemesi “Eli Kulağında”: SPK Başkanı’nın “son aşamada” ifadesi, aylardır beklenen kripto varlık yasa tasarısının artık meclis gündemine gelmesinin çok yakın olduğunun en güçlü sinyalidir. Bu düzenleme, Türkiye’deki kripto para borsalarına lisanslama, denetim ve teminat gibi yükümlülükler getirerek sektörü bir düzene sokmayı ve yatırımcıyı korumayı amaçlayacak. Bu, sektör için bir dönüm noktası olacaktır.
-
Yatırımcı Profili Değişiyor: TSPB Başkanı’nın verdiği rakamlar, borsanın artık sadece belirli bir kesimin yatırım aracı olmaktan çıkıp, gençler ve kadınlar başta olmak üzere toplumun geneline yayıldığını gösteriyor. 40 yaş altı yatırımcıların oranının %48’e ulaşması, borsanın geleceği için en büyük güvencedir.
-
“Tüyo” Kültürüne Savaş İlanı: Hem SPK hem de TSPB başkanlarının “kısa vadeli kazanç” ve “sosyal medya tüyoları” konusundaki sert uyarıları, düzenleyici otoritelerin piyasada artan spekülatif ve manipülatif hareketlerden duyduğu rahatsızlığı gösteriyor. SPK Başkanı’nın “proaktif önlemler alıyoruz” demesi, önümüzdeki dönemde piyasa bozucu eylemlere yönelik denetimlerin ve cezaların artabileceğinin bir işaretidir.
-
Finansal Okuryazarlık Vurgusu: Her iki başkanın da konuşmalarında finansal okuryazarlığın altını defalarca çizmesi, 6,4 milyonluk yatırımcı kitlesinin önemli bir kısmının piyasaya yeni girdiğini ve bu yatırımcıları dolandırıcılıktan ve yanlış kararlardan korumanın en önemli öncelik haline geldiğini gösteriyor.
Sonuç olarak, Türkiye sermaye piyasaları bir yandan rekor yatırımcı ilgisiyle altın çağlarından birini yaşarken, diğer yandan bu büyümenin getirdiği “çocukluk hastalıkları” ile mücadele ediyor. Düzenleyici kurumların mesajları, bu büyümeyi sürdürülebilir kılarken, aynı zamanda piyasayı daha güvenli ve şeffaf bir hale getirme konusundaki kararlılıklarını ortaya koyuyor.