Hükümet kapanmasını bir koz olarak kullanan Beyaz Saray, New York ve Kaliforniya gibi Demokratların güçlü olduğu eyaletlerdeki ulaşım ve yeşil enerji projelerini durdurdu. Başkan Yardımcısı Vance ise “tasfiyenin” genişleyebileceği uyarısında bulundu.
ABD’de Kongre’deki bütçe anlaşmazlığı nedeniyle başlayan federal hükümetin kapanması krizi, Trump yönetimi tarafından siyasi rakipleri hedef alan bir silaha dönüştürüldü. Yönetim, ağırlıklı olarak Demokrat Parti’nin yönetimde olduğu eyaletlerde yürütülen ve toplam büyüklüğü 26 milyar doları bulan kritik projelerin fonlarını askıya aldığını açıkladı.
Siyasi Hamlenin Künyesi
Kategori | Detay |
Kriz | Federal Hükümetin Kapanması |
Atılan Adım | Demokrat eyaletlerdeki projelere ait 26 Milyar Dolarlık fonun dondurulması. |
Hedefteki Projeler | 18 Milyar Dolar: New York ulaşım projeleri. 8 Milyar Dolar: 16 Demokrat eyaletteki yeşil enerji projeleri. |
Hedefteki İsimler | Temsilciler Meclisi Demokrat Lideri Hakeem Jeffries ve Senato Çoğunluk Lideri Chuck Schumer (New York) |
Beyaz Saray’ın Mesajı | Kriz uzarsa federal çalışanlara yönelik “tasfiye” genişleyebilir. |
Hedefte New York ve Yeşil Enerji Var
Dondurulan fonların aslan payını, 18 milyar dolar ile Temsilciler Meclisi Demokrat Lideri Hakeem Jeffries ve Senato Çoğunluk Lideri Chuck Schumer’ın memleketi olan New York’taki ulaşım projeleri oluşturdu. Bu hamle, doğrudan Demokrat Parti’nin iki en üst düzey ismini hedef alan siyasi bir mesaj olarak yorumlandı.
İkinci büyük hedef ise, aralarında Kaliforniya ve Illinois’in de bulunduğu 16 Demokrat eyaletteki yeşil enerji projelerine ayrılan 8 milyar dolarlık fon oldu.
Başkan Yardımcısı’ndan “Tasfiye” Tehdidi
Krizin derinleşebileceği sinyalini veren Başkan Yardımcısı JD Vance, kapanmanın uzaması halinde federal çalışanlara yönelik daha önce gündeme gelen “tasfiyenin” (kalıcı işten çıkarma) kapsamının genişletilebileceği uyarısında bulundu.
Hükümetin kapanmasıyla birlikte yaklaşık 750.000 federal çalışan maaş alamadan zorunlu izne çıkarılırken, ordu ve sınır güvenliği personeli gibi kritik görevlerdeki çalışanlar ise ücretsiz olarak görevlerine devam ediyor.
Başkan Trump ise sosyal medya platformu Truth Social’daki paylaşımında, bu adımlarla “Milyarlarca dolar tasarruf edilebilir” ifadesini kullanarak bütçe kesintisi konusundaki kararlılığını vurguladı. Senato’nun geçici bir bütçe tasarısını yeniden reddetmesiyle, krizin ne zaman sona ereceğine dair bir umut ışığı da görünmüyor.
Finans Hattı Yorumu:
Bu, ABD siyasetinde son derece tehlikeli ve eşi benzeri görülmemiş bir tırmanıştır. Trump yönetimi, hükümetin temel işlevlerini ve federal fonları, siyasi rakiplerini cezalandırmak ve pazarlık masasında elini güçlendirmek için açıkça bir şantaj aracı olarak kullanmaktadır.
-
“Siyasi Rehine” Krizi: Ulaşım ve yeşil enerji gibi projelerin fonlarının kesilmesi, sadece Demokrat siyasetçileri değil, aynı zamanda bu projelerden faydalanan milyonlarca vatandaşı ve projelerde çalışan binlerce kişiyi de doğrudan “siyasi rehine” haline getiriyor. Bu, federal hükümetin tarafsızlığı ve hizmet sunma ilkesine ağır bir darbedir.
-
Ekonomik Hasar Derinleşiyor: Bu projelerin durması, sadece bütçe kesintisi anlamına gelmez. Bu, aynı zamanda inşaat sektöründe iş kayıpları, altyapı yatırımlarının gecikmesi ve yenilenebilir enerji hedeflerinden sapma demektir. Kapanmanın yarattığı doğrudan ekonomik hasar (çalışanların maaş alamaması), bu tür proje iptalleriyle daha da katlanarak artacaktır.
-
Piyasalar İçin Anlamı: Belirsizlik ve Güvensizlik: Bu gelişme, piyasalardaki belirsizliği ve endişeyi zirveye taşıyor. Siyasi kutuplaşmanın bu kadar derinleşmesi ve temel devlet fonksiyonlarının bir pazarlık kozu olarak kullanılması, yatırımcıların ABD’nin siyasi ve ekonomik istikrarına olan güvenini sarsar. Bu durum;
-
Hisse senetleri (S&P 500) üzerinde satış baskısını artırır.
-
ABD Doları’nın küresel rezerv para statüsünü ve kredibilitesini uzun vadede zedeler.
-
Yatırımcıları altın gibi daha güvenli limanlara yöneltebilir.
-
Sonuç olarak, Washington’daki bütçe krizi, artık sadece bir finansman anlaşmazlığı değil; Amerikan demokrasisinin temel kurumlarının ve işleyişinin test edildiği bir yönetişim krizine dönüşmüştür. Kriz ne kadar uzun sürerse, hem Amerikan ekonomisi hem de küresel piyasalar üzerindeki yıkıcı etkisi o kadar büyük olacaktır. Piyasalar, bu siyasi çıkmazın bir an önce sona ermesini ummaktan başka bir şey yapamaz durumda.