Reuters’e Göre Tüpraş ve STAR Rafinerisi, Yaptırımlardan Kaçınmak İçin Yönünü Irak ve Azerbaycan’a Çevirdi
Türkiye’nin en büyük petrol rafinerileri, Rusya’ya yönelik son Batılı yaptırımların getirdiği risklerden kaçınmak ve Avrupa’ya ihracat pazarlarını korumak amacıyla Rusya dışındaki üreticilerden ham petrol alımlarını artırma kararı aldı. Reuters’in konuya yakın kaynaklara dayandırdığı habere göre, hem Tüpraş hem de SOCAR’a ait STAR rafinerisi, Rus petrolüne olan bağımlılıklarını azaltarak alternatif kaynaklara yöneliyor.
Haberde yer alan bilgilere göre, Azerbaycan şirketi SOCAR’a ait STAR rafinerisi, Aralık ayında teslim edilmek üzere Irak, Kazakistan ve diğer Rus olmayan üreticilerden dört ham petrol kargosu satın aldı. Bu alımın, günde yaklaşık 77.000 ila 129.000 varillik bir tedarike denk geldiği hesaplanıyor. Bu durum, dramatik bir politika değişikliğine işaret ediyor; zira Kpler verilerine göre, Eylül ve Ekim aylarında STAR rafinerisinin günlük yaklaşık 210.000 varillik ham petrol alımının neredeyse tamamı Rus ham petrolünden oluşuyordu.
Türkiye’nin en büyük sanayi kuruluşu Tüpraş’ın ise özellikle Irak gibi Rus Urals ham petrolüne kalite olarak benzer kaynaklardan alımlarını artırdığı belirtildi. Tüpraş’ın bu adımıyla, AB’nin yaklaşan yaptırımlarına takılmadan Avrupa’ya akaryakıt ihracatını sürdürebilmeyi hedeflediği ve bu amaçla rafinerilerinden birinde Rus ham petrolü ithalatını tamamen sonlandırmayı planladığı ifade edildi. Şirketin diğer rafinerisinde ise Rus ham petrolünü işlemeye devam edeceği öngörülüyor.
Finans Hattı Yorumu: Türk rafinerilerinin bu hamlesi, jeopolitik satranç tahtasında atılmış son derece pragmatik ve ticari bir adımdır. Bu, Türkiye’nin Rusya’ya karşı politik bir tavır almasından ziyade, dev sanayi kuruluşlarının karmaşık yaptırım ağlarına takılmadan ticari faaliyetlerini ve özellikle kârlı Avrupa ihracat pazarını koruma içgüdüsünü yansıtıyor. Batı’nın Rusya’ya yönelik yaptırımları, sadece Rus petrolünü almayı değil, aynı zamanda Rus petrolünden üretilmiş rafine ürünlerin (dizel, jet yakıtı vb.) Batı pazarlarına satışını da kısıtlıyor.
Tüpraş’ın bir rafinerisini “Rus petrolünden arındırma” stratejisi, tam olarak bu riski bertaraf etmeye yönelik akıllıca bir manevradır. Bu sayede şirket, bir tesisinde Rus olmayan petrolden ürettiği ürünleri gönül rahatlığıyla Avrupa’ya satabilecek, diğer tesisinde ise indirimli fiyattan aldığı Rus petrolünü iç piyasa veya yaptırım uygulamayan diğer pazarlar için işlemeye devam edebilecektir. Bu, adeta bir risk yönetimi dersidir. SOCAR’a ait STAR rafinerisinin de neredeyse %100 Rus petrolü alımından çeşitlendirilmiş bir portföye geçmesi, yaptırımların dolaylı etkisinin ne kadar güçlü olduğunu ve özel şirketlerin kendilerini korumak için ne kadar hızlı pozisyon değiştirebildiğini gösteriyor. Bu stratejik pivot, Türkiye’nin enerji tedarik güvenliğini çeşitlendirirken, aynı zamanda ülkenin en büyük ihracatçılarının uluslararası arenada hareket alanını korumasını sağlıyor. Bu durum, yaptırımların enerji akışlarını nasıl yeniden şekillendirdiğinin canlı bir örneğidir.

