Türk Firmalarının Irak’ta Yapacağı Baraj ve Sulama Projeleri, Irak’ın Petrol Satış Gelirleriyle Finanse Edilecek
Türkiye ile Irak arasında su kaynaklarının yönetimi konusunda yeni bir dönem başlıyor. Irak hükümeti, ülkede su altyapısını güçlendirmek amacıyla Türk firmaları tarafından gerçekleştirilecek projelerin, Irak’ın Türkiye’ye yaptığı petrol satışlarından elde edilen gelirle finanse edileceğini duyurdu. Bir Türk yetkili de “petrol karşılığı proje” modelini doğruladı.
Irak Başbakanlık ofisinden yapılan açıklamada, iki ülkenin geçtiğimiz yıl imzaladığı su iş birliği anlaşmasının uygulama mekanizması üzerinde mutabakata varıldığı belirtildi. Anlaşmaya göre, Irak hükümeti su altyapı projelerini yönetmek için özel bir komite kuracak ve bu projelerde görev alacak Türk firmalarına yapılacak ödemeler, doğrudan Irak’ın Türkiye’ye ihraç ettiği petrolün gelirlerinden karşılanacak.
Bir Iraklı su kaynakları yetkilisi, anlaşma kapsamındaki ilk projelerin 3 adet su hasadı barajı ve 3 arazi ıslah projesi olacağını ifade etti. İki ülke arasındaki bu kapsamlı çerçeve su anlaşması, Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın Nisan 2024’teki Bağdat ziyareti sırasında imzalanmış ve yıllardır zaman zaman gerginleşen ilişkilere yeni ve olumlu bir sayfa açmıştı.
Finans Hattı Yorumu: Bu anlaşma, basit bir altyapı ihalesinin çok ötesinde, son derece stratejik ve akıllıca kurgulanmış bir ekonomik ve diplomatik modeldir. “Petrol karşılığı proje” olarak adlandırılabilecek bu sistem, her iki taraf için de önemli avantajlar sunan bir “kazan-kazan” senaryosu yaratıyor. Irak için en büyük sorunlardan biri olan su yönetimi ve altyapı eksikliği, ülkenin en değerli varlığı olan petrol kullanılarak, finansman ve bütçe sıkıntısı yaşanmadan çözüme kavuşturuluyor. Bu, projelerin çok daha hızlı ilerlemesini sağlayabilir.
Türkiye açısından ise bu model, belki de en önemli avantajı sunuyor: Ödeme garantisi. Türk müteahhitlik sektörü için büyük bir pazar olan Irak’ta geçmişte yaşanan tahsilat sorunları ve bürokratik engeller, bu formülle tamamen ortadan kalkıyor. Projenin bedeli, doğrudan ülkeye gelen petrolün gelirinden mahsup edileceği için ticari risk sıfıra iniyor. Bu durum, daha fazla Türk firmasının Irak’taki projelere ilgi göstermesini sağlayacaktır. Jeopolitik açıdan bakıldığında ise, yıllardır iki ülke arasında bir gerilim unsuru olan su meselesi, bu anlaşmayla birlikte somut bir iş birliği alanına dönüşüyor. Bu, sadece ekonomik değil, aynı zamanda bölgesel istikrar ve iyi komşuluk ilişkileri açısından da atılmış tarihi bir adımdır. Anlaşma, Türkiye’nin bölgedeki stratejik önemini ve yapıcı rolünü pekiştirirken, Türk müteahhitlik sektörüne de finansal güvencesi yüksek, devasa bir iş kapısı aralamaktadır.
							
