Uygulanan Ekonomi Politikalarına Güven Sürüyor, Yabancının Hisse Senedi Varlığı 35 Milyar Dolara Yaklaştı
Uluslararası yatırımcıların Türk varlıklarına olan ilgisi, yeni haftanın verileriyle bir kez daha teyit edildi. Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası (TCMB) tarafından açıklanan menkul kıymet istatistiklerine göre, yurt dışında yerleşik kişiler 22 Ağustos ile sona eren haftada hem hisse senedi hem de Devlet İç Borçlanma Senedi (DİBS) piyasasında net alım tarafında yer aldı.
Piyasa fiyatı ve kur hareketlerinden arındırılmış verilere göre, yabancı yatırımcılar ilgili haftada;
-
89,5 milyon dolarlık net hisse senedi alımı,
-
96,5 milyon dolarlık net DİBS (Devlet Tahvili) alımı
gerçekleştirdi.
Böylece, yabancıların sadece bu iki kanaldan Türk piyasalarına net girişi 186 milyon dolar oldu. Bu istikrarlı girişler, uygulanan rasyonel ekonomi politikalarına ve TL varlıkların cazibesine yönelik uluslararası güvenin devam ettiğinin en somut göstergesi olarak yorumlanıyor.
Yabancı Varlıklarında Son Durum
Hafta sonu itibarıyla, yurt dışında yerleşik kişilerin Türkiye’deki varlıklarının piyasa değeri de yükselişini sürdürdü.
-
Hisse Senedi Stoku: 34 milyar 894,8 milyon dolar
-
DİBS Stoku (Kesin Alım): 14 milyar 674,3 milyon dolar
-
Özel Sektör Tahvil Stoku: 837,9 milyon dolar
Verilerin detayında, yabancıların DİBS piyasasındaki bazı repo ve teminat işlemlerinde satış tarafında yer aldığı görülse de, ana gösterge olan “kesin alım” tarafındaki pozitif seyir, tahvil piyasasına olan net ilginin sürdüğünü gösteriyor.
Finans Hattı Yorum:
TCMB’nin açıkladığı haftalık menkul kıymet verileri, Türkiye ekonomisinin “yumuşak karnı” olarak görülen dış finansman ve yabancı sermaye girişi konusunda son derece pozitif bir tablo sunmaya devam ediyor.
1. “Sıcak Para” Değil, “Akıllı Para” Girişi: Yabancıların hem hisse senedi hem de tahvil gibi iki farklı varlık sınıfına aynı anda yatırım yapması, bu girişin sadece kısa vadeli faiz arbitrajı peşinde koşan “sıcak para” olmadığını, Türkiye’nin makroekonomik hikayesine inanan daha uzun vadeli ve “akıllı paranın” geldiğini gösteriyor. Özellikle hisse senedi alımları, yatırımcıların sadece faiz getirisine değil, aynı zamanda Türk şirketlerinin büyüme potansiyeline ve kârlılığına da güvendiğinin bir işaretidir.
2. Dezenflasyon Programına Güvenoyu: Yabancı yatırımcıların DİBS alımlarına devam etmesi, TCMB’nin yürüttüğü dezenflasyon programının başarılı olacağına dair güçlü bir beklentiyi yansıtır. Yatırımcılar, gelecekte enflasyonun düşeceğine ve TL’nin reel olarak değerleneceğine inanarak, bugünden yüksek TL faizlerinden faydalanmak için pozisyon alıyorlar. Bu girişler, aynı zamanda TL’nin istikrarına da katkı sağlayarak dezenflasyon sürecini destekleyen pozitif bir döngü yaratıyor.
3. Borsa ve Tahvil Piyasası İçin Anlamı:
-
Borsa İstanbul: Yabancı alımlarının devam etmesi, BIST 100 endeksindeki yükseliş trendini destekleyen en önemli temel faktörlerden biridir. Yabancı ilgisi, piyasaya hem taze likidite sağlıyor hem de yerli yatırımcılar için bir güven çıpası görevi görüyor.
-
Tahvil Piyasası: Yabancıların DİBS talebi, Türkiye’nin borçlanma maliyetlerini düşüren bir etki yaratır. Artan talep, tahvil faizlerinin gerilemesine yardımcı olur, bu da Hazine’nin daha düşük maliyetle borçlanabilmesi ve bütçe üzerindeki faiz yükünün azalması anlamına gelir.
4. Gözler Nerede Olmalı?: Bu pozitif trendin sürdürülebilirliği, ekonomi yönetiminin mevcut programa olan bağlılığına ve küresel risk iştahının seyrine bağlı olacaktır. Özellikle ABD Merkez Bankası’nın (Fed) gelecekteki faiz adımları, küresel sermayenin gelişmekte olan piyasalara yönelik iştahını belirleyecek en önemli dış faktör olmaya devam edecektir. Ancak mevcut veriler, Türkiye’nin bu akımdan pozitif ayrışmaya devam ettiğini göstermektedir.