Changpeng Zhao: “Hiçbir Zaman Banka Kurmayı Önermedim, İlgim Yok ve Bahsedilen İsmi Tanımıyorum”
Kripto para dünyasının en tanınmış isimlerinden, Binance’in kurucusu ve eski CEO’su Changpeng Zhao (CZ), Kırgızistan’da kendisinin önerisiyle özel bir kripto bankası kurulduğuna yönelik iddiaları kesin bir dille yalanladı. CZ, sosyal medya üzerinden yaptığı açıklamada söz konusu haberlerin gerçeği yansıtmadığını belirterek, “Ben hiçbir zaman banka kurmayı önermedim, banka işletmeye ilgim yok ve bahsedilen ismi tanımıyorum” dedi.
Bu dikkat çekici iddialar, Kırgızistan Cumhurbaşkanı Sadır Caparov’un ülkenin resmi haber ajansı Kabar’a verdiği bir röportajda sarf ettiği sözler üzerine ortaya çıktı. Cumhurbaşkanı Caparov, ülkede yeni kurulan Bereket Bank’ın, Binance’in kurucusu Changpeng Zhao’nun önerisiyle hayata geçirildiğini söylemişti. Caparov ayrıca, Bereket Bank’ın özel bir girişim olduğunu ve ülkeye büyük yatırımlar çekmesinin beklendiğini de ifade etmişti. CZ’nin bu net yalanlaması, Kırgızistan Devlet Başkanı’nın açıklamalarını doğrudan tekzip etmiş oldu.
Finans Hattı Yorumu: Bu olay, bir ülkenin devlet başkanı ile küresel bir teknoloji figürü arasında yaşanan oldukça nadir ve tuhaf bir kamuoyu çelişkisidir. Kırgızistan Cumhurbaşkanı Caparov’un, ülkesindeki yeni bir finansal girişime uluslararası meşruiyet ve cazibe katmak amacıyla Changpeng Zhao gibi dünyaca tanınan bir ismin adını kullanmış olması muhtemeldir. Gelişmekte olan ülkelerin, teknoloji ve finans alanında yatırım çekmek için bu tür “isimle ilişkilendirme” taktiklerine başvurması zaman zaman görülen bir durumdur. Amaç, projenin güvenilirliğini ve potansiyelini küresel yatırımcıların gözünde artırmaktır.
Ancak Changpeng Zhao’nun bu iddiayı bu kadar sert ve net bir dille reddetmesinin arkasında çok geçerli nedenler var. ABD’de hakkında devam eden yasal süreçler ve regülasyon baskıları nedeniyle CZ, şu anda her zamankinden daha dikkatli bir duruş sergilemek zorunda. Orta Asya’da, düzenleyici çerçevesi henüz netleşmemiş bir ülkede yeni bir “kripto bankası” ile adının anılması, ABD’deki yasal durumunu daha da karmaşıklaştırabilecek istenmeyen bir risktir. “Bahsedilen ismi tanımıyorum” ifadesi, araya olabilecek en kalın çizgiyi çekme ve kendisini bu girişimden tamamen soyutlama çabasını gösteriyor. Bu olay, kripto dünyasında isimlerin ve itibarın ne kadar değerli bir sermaye olduğunu ve bu sermayeyi korumak için ne kadar hızlı adımlar atılması gerektiğini bir kez daha gözler önüne sermektedir. Kırgızistan hükümeti için ise bu durum, uluslararası arenada oldukça nahoş bir geri adım anlamına gelmektedir.
							
