Güçlü gelen büyüme verilerini öven Başkan, buna rağmen faizlerin düşürülmesi gerektiğini savundu ve Fed Başkanı Powell’a yönelik eleştirilerini yineledi.
ABD Başkanı Donald Trump, Perşembe günü yaptığı bir açıklamayla, ABD Merkez Bankası’na (Fed) yönelik faiz oranlarını daha keskin bir şekilde düşürmesi yönündeki baskısını yineledi. Güçlü gelen ikinci çeyrek büyüme verilerini memnuniyetle karşılayan Trump, buna rağmen faizlerin hala “çok yüksek” olduğunu belirterek Fed Başkanı Jerome Powell’ı hedef aldı.
Trump vs. Powell: Gerilimin Ana Hatları
Taraf | Tutum / Açıklama |
Başkan Donald Trump | “Faizler çok yüksek.” “Jerome ‘Çok Geç’ Powell olmasaydı, şu anda yüzde 2’de olurduk.” |
Fed Başkanı Jerome Powell | “Risksiz bir yol yok.” Daha fazla gevşeme konusunda “temkinli” duruş. |
Mevcut Politika Faizi | %4,00 – %4,25 aralığı |
Piyasa Beklentisi (Ekim) | %93 olasılıkla 25 baz puan indirim |
“Onun Yetersizliğine Rağmen İlerliyoruz”
Trump, sosyal medya platformu Truth Social üzerinden yaptığı paylaşımda, gün içinde yukarı yönlü revize edilen güçlü ikinci çeyrek GSYH (Gayri Safi Yurt İçi Hasıla) rakamlarını övdü, ancak bu başarının Fed’e rağmen elde edildiğini savundu.
Trump, paylaşımında şu ifadelere yer verdi: “Jerome ’Çok Geç’ Powell olmasaydı, şu anda yüzde 2’de olurduk ve bütçemizi dengeleme sürecinde olurduk. İyi haber şu ki, onun yetersizliğine rağmen ilerliyoruz.”
Fed, geçen hafta politika faizini 25 baz puan indirerek %4 – %4,25 aralığına çekmiş, ancak gelecekteki indirimler için temkinli bir duruş sergileyeceğinin sinyalini vermişti. Powell da bu hafta yaptığı bir konuşmada, inatçı enflasyon ve soğuyan işgücü piyasası nedeniyle ekonomi için “risksiz bir yol olmadığını” belirterek bu temkinli duruşu pekiştirmişti.
Trump, daha önce de defalarca Fed’i faizleri indirmemekle ekonomiye zarar vermekle suçlamış ve acil bir parasal gevşeme çağrısı yapmıştı.
Piyasalar Yeni İndirimleri Fiyatlıyor
Başkan Trump ve bazı Fed üyelerinin baskısına rağmen, Powell ve diğer birçok Fed yetkilisi faizlerde keskin bir indirim fikrine mesafeli duruyor. Ancak piyasalar, zayıflayan ekonomik veriler nedeniyle Fed’in elinin sonunda bağlanacağını düşünüyor.
CME FedWatch aracına göre, piyasalar Ekim ayında 25 baz puanlık bir faiz indirimi yapılmasına %93 gibi çok yüksek bir olasılık verirken, Aralık ayında ek bir 25 baz puanlık indirim olasılığını ise yaklaşık %60 olarak fiyatlıyor.
Finans Hattı Yorumu:
Trump ile Fed arasındaki bu kamuoyu önündeki atışma, ABD’nin ekonomi politikasındaki en temel çatışma ve gerilim noktasını oluşturuyor. Bu, sadece bir politika tartışması değil, aynı zamanda merkez bankası bağımsızlığı üzerine yürütülen bir savaştır.
-
İki Farklı Öncelik: Bu gerilimin temelinde iki farklı öncelik yatıyor.
-
Trump’ın Önceliği (Kısa Vade): Kısa vadeli ekonomik büyümeyi maksimize etmek, borsayı yüksek tutmak ve yeniden seçilme şansını artırmak. Düşük faizler bu hedefe hizmet eder.
-
Fed’in Önceliği (Uzun Vade): Uzun vadeli fiyat istikrarını (enflasyonu kontrol altında tutmak) ve maksimum istihdamı sağlamak. Bu, bazen ekonomiyi soğutmak için faizleri yüksek tutmayı gerektirir.
-
-
“Kötü Polis” Rolü: Trump, ekonomideki olası bir yavaşlamanın veya resesyonun faturasını şimdiden Fed’e ve Powell’a kesmek için bir zemin hazırlıyor. “Benim politikalarım işe yarıyor ama Fed’in yüksek faizleri büyümeyi engelliyor” söylemi, bu stratejinin bir parçasıdır.
-
Piyasa Beklentilerini Şekillendirme Çabası: Trump, Fed üzerindeki kamuoyu baskısını artırarak, merkez bankasını piyasaların ve kendisinin istediği yönde karar almaya zorlamaya çalışıyor. Piyasaların Ekim ayı için %93 gibi ezici bir oranla faiz indirimi beklemesi, bu baskının bir ölçüde işe yaradığını da gösteriyor.
Piyasalar İçin Anlamı:
Bu sürekli gerilim, piyasalarda belirsizlik yaratır. Yatırımcılar, Fed’in kararlarını sadece ekonomik verilere göre mi yoksa siyasi baskıya göre mi alacağını kestirmekte zorlanır. Bu durum, merkez bankasının kredibilitesini zedeleme riski taşır.
Ancak şu anki konjonktürde, hem zayıflayan ekonomik veriler hem de Trump’ın baskısı aynı yönü, yani faiz indirimlerini işaret ettiği için, piyasalar bu durumu şimdilik pozitif karşılıyor. Piyasalar, “nedeni ne olursa olsun, sonuçta faizler inecek” beklentisiyle hareket ediyor. Ancak bu durum, Fed’in enflasyonla mücadelede kontrolü kaybetmesi riskini de beraberinde getirir. Bu, tehlikeli bir oyundur ve sonuçları tüm küresel piyasaları etkileyecektir.