Bir gün “kovacağım” dediği Powell için ertesi gün “kovma niyetim yok” mesajı verdi
ABD Başkanı Donald Trump, Fed Başkanı Jerome Powell hakkında son günlerde yaptığı açıklamalarla yine dikkat çekti. Trump, önceki gün sosyal medya platformu Truth Social’da Powell’ı “büyük bir ezik” olarak nitelendirmiş ve dolaylı yoldan görevden alabileceğini ima etmişti. Ancak bir gün sonra yaptığı açıklamada bu söylemini yumuşatarak, “Powell’ı kovmak gibi bir niyetim yok” dedi.
Yeni SEC Başkanı’nın yemin töreninde konuşan Trump, “Powell’ın faiz oranlarını düşürme fikri konusunda biraz daha aktif olduğunu görmek isterim. Faiz oranlarını düşürmek için mükemmel bir zaman.” diyerek yine Fed’in politika duruşunu eleştirdi.
🏦 Faiz indirimi baskısı artıyor
Fed, 2024 yılında üç kez faiz indirimi yapmış, ancak Trump’ın Beyaz Saray’a dönüşü sonrasında bu yönde ek adımlar atmamıştı. Trump ise Powell’ı, faizleri düşürmeyi reddederek siyasete alet olmakla suçluyor. Öte yandan Powell, para politikasında bağımsızlık ilkesine vurgu yaparak bu suçlamaları birçok kez reddetti.
Fed’in temkinli duruşu, özellikle Trump’ın dalgalı dış ticaret politikaları göz önünde bulundurulduğunda, merkez bankası üyeleri tarafından gerekçelendirilmişti. Powell ve meslektaşları, ekonomideki belirsizlikler nedeniyle aşırı agresif faiz indirimlerinin riskli olabileceğini savunuyor.
⚖️ Beyaz Saray’da görüş ayrılıkları
Trump’ın çıkışları, Trump yönetimi içinde Fed’in bağımsızlığı konusundaki fikir ayrılıklarını da su yüzüne çıkardı. ABD Hazine Bakanı Scott Bessent, geçtiğimiz hafta yaptığı açıklamada Fed’in bağımsızlığının “korunması gereken bir mücevher kutusu” olduğunu belirtmişti.
Ancak Trump’a yakın isimlerden Beyaz Saray ekonomi danışmanı Kevin Hassett, Powell’ın görevden alınmasının hukuki çerçevesine dair “yeni yasal analizler” yapılması gerektiğini söyleyerek farklı bir yaklaşım sergiledi.
🎙️ Finans Hattı
Trump’ın Powell’a yönelik çıkışları, yalnızca para politikasına değil, merkez bankası bağımsızlığına yönelik tartışmaları da yeniden alevlendirdi. ABD’de ekonomik görünüm kadar, siyasi söylemlerin de yatırımcı kararları üzerinde belirleyici olduğu bir döneme girilmiş gibi görünüyor.