Tüketici fiyatları bazlı Reel Efektif Döviz Kuru endeksi 70,83’e yükseldi. Bu durum, TL’nin alım gücünün yurt dışına göre arttığını ancak ihracatçı için rekabet baskısı yarattığını gösteriyor.
Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası (TCMB), Türk Lirası’nın dış ticaret ortaklarına karşı değerini ölçen Reel Efektif Döviz Kuru (REK) endeksini yayımladı. Verilere göre, TÜFE bazlı REK endeksi Eylül ayında bir önceki aya göre 0,91 puanlık bir artışla 70,83 seviyesine yükseldi. Bu artış, Türkiye’deki enflasyonun, döviz kurundaki artıştan daha hızlı gerçekleştiğini gösteriyor.
Eylül Ayı Reel Efektif Kur Endeksi
Endeks Türü | Eylül 2025 Değeri | Aylık Değişim (Puan) | Anlamı |
TÜFE Bazlı REK | 70,83 | +0,91 | TL reel olarak değerlendi |
Yİ-ÜFE Bazlı REK | 94,03 | +0,33 | TL reel olarak değerlendi |
Neden Yükseldi? Enflasyon > Kur Artışı
TCMB tarafından yapılan açıklamada, REK endeksindeki bu artışın temel nedeninin, TÜFE’deki aylık %3,23’lük artışın, nominal kurdaki artıştan daha fazla olması olduğu belirtildi.
Aynı dönemde Türk Lirası’nın nominal olarak en çok değer kaybettiği para birimleri ABD Doları (%1,21) ve Euro (%2,16) oldu. Ancak yurt içindeki %3,23’lük tüketici enflasyonu, bu kur artışlarını geride bırakarak TL’nin reel olarak (enflasyondan arındırılmış olarak) değerlenmesine neden oldu.
Üretici fiyatları baz alınarak hesaplanan Yİ-ÜFE bazlı REK endeksi de aynı dönemde 0,33 puan artarak 94,03’e yükseldi.
Finans Hattı Yorumu:
Reel Efektif Döviz Kuru (REK), genellikle karmaşık ve anlaşılması zor bir gösterge olarak görülse de, aslında bir ülkenin uluslararası rekabet gücünün röntgenini çeker. Eylül ayı verisi, mevcut ekonomi politikasının hem olumlu hem de zorlayıcı sonuçlarını bir arada gösteriyor.
1. Verinin Anlamı Nedir?:
REK endeksinin yükselmesi, en basit anlatımıyla Türk Lirası’nın “pahalılaştığı” anlamına gelir. Yani, yurt içindeki fiyatlar (enflasyon), döviz kurlarından daha hızlı artmıştır. Bu durumun iki temel sonucu vardır:
-
İhracatçı İçin Zorluk: TL’nin reel olarak değerlenmesi, Türk ihracatçısının ürünlerini yurt dışında daha pahalı hale getirir ve rekabet gücünü azaltır. İhracatçılar için bu, istenmeyen bir durumdur.
-
İthalat İçin Cazibe: Aynı zamanda, ithal ürünleri yurt içinde nispeten daha ucuz hale getirir ve ithalatı daha cazip kılar. Bu da cari açık üzerinde bir baskı unsuru olabilir.
2. Neden “Olumlu” Bir Gelişme Olarak da Okunabilir?:
Mevcut konjonktürde bu veri, aslında dezenflasyon programının çalıştığının bir teyididir. Ekonomi yönetiminin ana hedeflerinden biri, kur artışını enflasyonun altında tutarak “kur-enflasyon sarmalını” kırmaktır. REK endeksindeki bu yükseliş, tam olarak bu hedefe ulaşıldığını göstermektedir. Bu, TL’ye olan güveni artıran ve yabancı yatırımcıyı çeken “güçlü ve istikrarlı TL” politikasının bir sonucudur.
3. Politika İkilemi:
İşte bu nokta, ekonomi yönetiminin karşı karşıya olduğu klasik politika ikilemini ortaya koyuyor:
-
Dezenflasyon için TL’nin reel olarak değerli kalması gerekir.
-
İhracatın rekabet gücü için ise TL’nin reel olarak bir miktar zayıflaması arzu edilir.
Sonuç: Merkez Bankası ve Hazine, şu an için önceliği enflasyonla mücadeleye verdikleri için, REK endeksindeki bu kontrollü yükselişi bir “başarı” olarak görmektedir. Amaç, kuru tamamen baskılamak değil, artış hızını enflasyonun altında tutmaktır. Ancak bu politikanın ihracatçılar üzerindeki baskısı, önümüzdeki dönemde daha sık dile getirilen bir sorun haline gelebilir. Hükümetin, bu baskıyı hafifletmek için ihracatçılara yönelik seçici destek ve teşvikleri gündemine alması muhtemeldir.